14 Temmuz 2010 Çarşamba

ENFLASYON DÜZELTMESİ VE YENİDEN DEĞERLEME ORANI

ENFLASYON DÜZELTMESİ VE YENİDEN DEĞERLEME ORANI



(5024 Sayılı Kanunun 2'inci maddesiyle değişen Madde: Yürürlük;01.01.2004)A) Malî tablolarda yer alan parasal olmayan kıymetler aşağıdaki hükümlere göre enflasyon düzeltmesine tâbi tutulur.

1. Kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri fiyat endeksindeki artışın, içinde bulunulan dönem dahil son üç hesap döneminde %100'den ve içinde bulunulan hesap döneminde % 10'dan fazla olması halinde malî tablolarını enflasyon düzeltmesine tâbi tutarlar. Enflasyon düzeltmesi uygulaması, her iki şartın birlikte gerçekleşmemesi halinde sona erer.

Kapsama giren mükellefler, geçici vergi dönemlerinin sonu itibarıyla malî tabloları düzenlemek ve enflasyon düzeltmesi yapmak zorundadırlar. Geçici vergi dönemlerinde yukarıda belirtilen oranların tespitinde, son üç hesap dönemi yerine üçer aylık dönemlerin son ayı dahil önceki otuzaltı ay ve içinde bulunulan hesap dönemi yerine son oniki ay dikkate alınır. Bir hesap dönemi içindeki geçici vergi dönemlerinin herhangi birinde düzeltme yapılması halinde takip eden geçici vergi dönemlerinde ve içinde bulunulan hesap dönemi sonunda da düzeltme yapılır.

Bakanlar Kurulu; bu maddede yer alan % 100 oranını % 35'e kadar indirmeye veya tekrar kanunî seviyesine kadar yükseltmeye, % 10 oranını ise % 25'e kadar çıkarmaya veya tekrar kanunî seviyesine kadar indirmeye yetkilidir.

2. Bu maddenin uygulanmasında;

a) Parasal olmayan kıymetler; parasal kıymetler dışındaki kıymetleri,

b) Parasal kıymetler; Yeni Türk Lirasının değerindeki değişmeler karşısında nominal değerleri aynı kaldığı halde satın alma güçleri fiyat hareketlerine göre ters yönde değişen kıymetleri (Yabancı paralar da parasal kıymet olarak dikkate alınır.),

c) Enflasyon düzeltmesi; parasal olmayan kıymetlerin enflasyon düzeltmesinde dikkate alınacak tutarlarının düzeltme katsayısı ile çarpılması suretiyle, malî tablonun ait olduğu tarihteki satın alma gücü cinsinden hesaplanmasını,

d) Düzeltme katsayısı; malî tabloların ait olduğu aya ilişkin fiyat endeksinin, düzeltmeye esas alınan tarihi içeren aya ait fiyat endeksine bölünmesiyle elde edilen katsayıyı,

e) Ortalama düzeltme katsayısı; malî tabloların ait olduğu aya ilişkin fiyat endeksinin, bu endeks ile bir önceki dönemin sonundaki fiyat endeksi toplamının ikiye bölünmesi sonucu bulunan endekse bölünmesiyle elde edilen katsayıyı,

f) (5479 sayılı Kanunun 11 nci maddesiyle değişen bend. Yürürlük; 08.04.2006.) (01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere)Fiyat endeksi (ÜFE); Türkiye İstatistik Kurumunca Türkiye geneli için hesaplanan Üretici Fiyatları Genel Endeksini, (x)

g) Reel olmayan finansman maliyeti; her türlü borçlanmada, borç tutarlarına (yabancı para üzerinden borçlanmalarda (5228 sayılı Kanunun 9'uncu maddesiyle değiştirilen ibare)borcun alındığı tarihteki(xx) Yeni Türk Lirası karşılıklarına), borcun kullanıldığı döneme ait TEFE artış oranının uygulanması suretiyle hesaplanan tutarı,

h) Toplulaştırılmış yöntemler;

aa) Basit ortalama yöntemi; gelir tablosu kalemleri ile stokların düzeltmede esas alınacak tarihlere bağlı kalınmaksızın dönem ortalama düzeltme katsayısı ile çarpılması suretiyle enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmasını,

ab) Hareketli ağırlıklı ortalama yöntemi; dönem sonu stok ve dönem içinde satılan mal maliyetinin enflasyon düzeltmesine esas alınacak tutarlarının hareketli ağırlıklı ortalama düzeltme katsayısı ile çarpılması suretiyle enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmasını (Bir önceki döneme ait düzeltilmiş satılan mal maliyeti enflasyon düzeltmesi yapılan dönemin sonuna taşıma katsayısı uygulanarak taşınır. Bu hesaplamalarda amortisman ve reel finansman giderleri, endekslenmeden dikkate alınır.),

i) Hareketli ağırlıklı ortalama düzeltme katsayısı; enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmuş dönem başı stoğun ilgili dönemin sonuna taşınmış değeri ile dönem içi alış ve giderlerin enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmuş değerleri toplamının, dönem başı stok ile dönem içi alış ve giderlerin enflasyon düzeltmesine esas alınacak tutarlarının toplamına bölünmesi ile bulunan katsayıyı,

j) Taşıma; malî tablolardaki parasal ve parasal olmayan tutarların, taşıma katsayısı kullanılarak ilgili dönemin sonundaki yeni değerlerinin hesaplanması işlemini,

k) Taşıma katsayısı; malî tabloların ait olduğu aya ilişkin fiyat endeksinin, bir önceki dönemin sonundaki (yıl içinde işe başlayanlarda, işe başlanılan aya ilişkin) fiyat endeksine bölünmesiyle elde edilen katsayıyı,

l) Enflasyon fark hesapları; parasal olmayan kıymetlerin düzeltme işlemi sonrası değeri ile düzeltme öncesi değeri arasındaki farklarının kaydedildiği hesapları,

m) Enflasyon düzeltme hesabı; parasal olmayan kıymetlerin düzeltilmesi sonucu oluşan farkların kaydedildiği hesabı (Bu hesap enflasyon fark hesapları ile karşılıklı olarak çalışır. Parasal olmayan aktif kıymetlerin enflasyon düzeltmesine tâbi tutulması sonucu oluşan farklar bu hesabın alacağına, parasal olmayan pasif kıymetlerin enflasyon düzeltmesine tâbi tutulması sonucu oluşan farklar ise borcuna kaydedilir. Enflasyon düzeltme hesabının bakiyesi gelir tablosuna aktarılmak suretiyle kapatılır.),

n) Net parasal pozisyon; parasal varlıklarla parasal yükümlülükler arasındaki farkı,
İfade eder.

3. Düzeltme işleminde aşağıdaki tarihler esas alınır:

a) Alış bedeli ile değerlenen menkul kıymetlerle malî duran varlıklar için; satın alma tarihi.

b) İlk madde ve malzeme, ticari mallar, yarı mamul ve mamul stokların maliyetine dahil edilen unsurlar, yıllara sarî inşaat ve onarım işlerinde maliyeti oluşturan unsurlar, gelecek aylara ve yıllara ait giderler, maddî duran varlıklar ve bu varlıkları oluşturan unsurlar, maddî olmayan duran varlıklar ve bu varlıkları oluşturan unsurlar, özel tükenmeye tâbi varlıklar ve bu varlıkları oluşturan unsurlar, yıllara sarî inşaat ve onarım hakedişleri, haklar ve şerefiyeler için; defterlere kayıt tarihi (Bunlara mahsuben verilen veya alınan parasal olmayan avanslar, ödeme veya tahsil tarihinden mahsup tarihine kadar düzeltilir.).

c) Parasal olmayan alınan depozito ve teminatlar ile avanslar, nakit olarak ödenmiş sermaye, hisse senetleri ihraç primleri, hisse senedi iptal kârları için; tahsil tarihi.

d) Parasal olmayan verilen depozito ve teminatlar ile avanslar için; ödeme tarihi.

e) Aynî sermaye olarak konulan kıymetler için; mülkiyetin intikal ettiği tarih.

f) Kâr yedekleri, geçmiş yıl kârları ve net dönem kârının sermayeye ilave edilmesi dolayısıyla artırılan sermaye için; tescil tarihi.

g) Nakdî sermaye karşılığı alınan hisse senetleri için; ödeme tarihi, aynî sermaye karşılığı alınan hisse senetleri için; sermaye olarak konulan kıymetlerin mülkiyetinin intikal ettiği tarih, temettü karşılığı alınan hisse senetleri için; iştirak edilen şirket sermayesinin tescil tarihi.

h) Parasal olmayan karşılıklar için; ilgili olduğu kıymetin düzeltmeye esas tarihi.

4. Düzeltme işleminde bu Kanunda yer alan değerleme hükümlerine göre tespit edilen tutarlar esas alınır. Ancak stokların, satılan malın ve maddî duran varlıkların maliyet bedeline ve malî duran varlıkların alış bedeline intikal ettirilen reel olmayan finansman maliyetleri düşüldükten sonra bulunan tutarlar düzeltmeye tâbi tutulur. Toplulaştırılmış yöntemlerle düzeltmeye tâbi tutulan kıymetlerin alış veya maliyet bedeline intikal ettirilen reel olmayan finansman maliyetlerinin düşülmesi ihtiyarîdir.

Mükellefler; reel olmayan finansman maliyetini, toplam finansman maliyetlerine, ilgili döneme ait TEFE artış oranının dönem ortalama ticari kredi faiz oranına bölünmesi suretiyle belirlenen oranı uygulayarak da tespit edebilirler. Ancak bu yöntemi seçen mükellefler seçtikleri yöntemden bu seçimi yaptıkları hesap dönemi dahil üçüncü hesap döneminin sonuna kadar dönemezler.

Belgelerde ayrıca gösterilen vade farklarının reel olmayan kısımları ile üç aydan fazla vadeli olan ve vade farkı düzenlenen belge üzerinde ayrıca gösterilmeyen işlemlerde alacak ve borç senetlerinin reeskont işlemine tâbi tutulmasında esas alınan Merkez Bankasınca uygulanan faiz oranı kullanılarak hesaplanan vade farkı tutarının reel olmayan kısımları bu madde hükümlerine tâbi tutulur.

( 5228 sayılı Kanunun 60/1-a maddesiyle yürürlükten kaldırılan fıkra. Geçerlilik; 01.01.2004, Yürürlük; 31.07.2004 )

5. Mükellefler düzeltme işleminde Maliye Bakanlığınca belirlenen toplulaştırılmış yöntemleri uygulayabilirler.

Ancak toplulaştırılmış yöntemlerden birini seçen mükellefler seçtikleri yöntemden, bu seçimi yaptıkları hesap dönemi dahil üçüncü hesap döneminin sonuna kadar dönemezler.
Enflasyon düzeltmeleri, ilgili kıymetlere ait fark hesaplarına ve enflasyon düzeltme hesabına kaydedilir.

Yıllara sarî inşaat ve onarma işlerine ait maliyet ve hakedişlere ilişkin düzeltmeler, enflasyon düzeltme hesabı yerine yıllara sarî inşaat enflasyon düzeltme hesabına kaydedilir. Bu hesap işin bitiminde kâr/zarar hesabına intikal ettirilir.

Düzeltme sonucu bulunan tutarlar, izleyen dönemde enflasyon düzeltmesi yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, izleyen dönemin başlangıç değerleri olarak dikkate alınır.

Pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığıdönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tâbi tutulur.

(5228 sayılı Kanunun 9'uncu maddesiyle değiştirilen cümle)

Ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farkları düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir; bu işlemler kâr dağıtımı sayılmaz.(xxx)

Enflasyon düzeltmesine tâbi tutulan değerlerin elden çıkarılması halinde, bunlara ilişkin enflasyon düzeltme farkları maliyet addolunur.
Matrahın tespitinde, kanunen kabul edilmeyen giderler, istisnalar ve geçmiş yıl malî zararları enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmuş tutarları ile dikkate alınır.

6. Amortismanlar ve itfa payları, düzeltilmiş değerler üzerinden hesaplanır.
Kazançlarını işletme hesabı esasına göre tespit eden mükellefler ile serbest meslek erbabı da amortismana tâbi iktisadi kıymetlerini bu maddede belirtilen hükümlere göre düzeltilmiş tutarları üzerinden amortismana tâbi tutabilirler.

7. Enflasyon düzeltmesi uygulanmayan bir hesap döneminden sonra enflasyon düzeltme şartlarının yeniden oluşması halinde; enflasyon düzeltmesi yapılan en son dönemden başlamak üzere enflasyon düzeltmesi yapılır. Bu şekilde belirlenen geçmiş yıl kârı vergiye tâbi tutulmaz, geçmiş yıl zararı zarar olarak kabul edilmez. Ancak, matrahın tespitinde geçmiş yıl malî zararları mukayyet değerleri ile dikkate alınır. Birikmiş amortismanlar, ait oldukları kıymetin bilanço tarihindeki değerinde düzeltme sonrasında ortaya çıkan artış oranı dikkate alınarak düzeltilir.
Bu işlemlerden doğan pasif kalemlere ait fark hesapları için (5) numaralı bendin beşinci paragraf hükmü uygulanır.

8. (5024 Sayılı Kanunun 10/a maddesiyle yürürlüğü 30.12.2003 olarak belirlenen bent.) Maliye Bakanlığı;

a) Mükellef veya meslek grupları ya da mükelleflerin aktif toplamları veya ciroları itibarıyla; enflasyon düzeltmesinde toplulaştırılmış yöntemler kullanılmasına izin vermeye, toplulaştırılmış yöntem uygulanabilecek kalemleri belirlemeye,

b) Mükellef veya meslek grupları ya da mükelleflerin aktif toplamları veya ciroları itibarıyla hangi tür malî tabloların; enflasyon düzeltmesine tâbi tutulup tutulmayacağını ve geçici vergi dönemlerinde düzeltilip düzeltilmeyeceğini belirlemeye,

c) (3) numaralı bentte yer almayan kıymetler için düzeltmeye esas alınacak tarihi belirlemeye,

d) Ortalama ticarî kredi faiz oranının tespitine ilişkin usul ve esasları tespit etmeye,

e) Bölgeler, sektörler, iş grupları, iş nevileri veya parasal olmayan kıymetler itibarıyla döviz, altın ve benzeri değerleri esas alarak düzeltme yaptırmaya ve günlük olarak belirlenen endeks veya değerleri kullandırmaya,

f) Parasal ve parasal olmayan kıymetleri belirlemeye,

g) Net parasal pozisyon kâr/zarar hesabı yaptırmaya,

h) Enflasyon düzeltmesine ilişkin usul ve esasları belirlemeye,
Yetkilidir.

9. (5228 sayılı Kanunun 9'uncu maddesiyle eklenen bent) Münhasıran sürekli olarak işlenmiş; altın, gümüş alım-satımı ve imali ile iştigal eden mükellefler bu fıkranın (1) numaralı bendinde yer alan şartlara bakılmaksızın enflasyon düzeltmesi yaparlar.

B) Yeniden değerleme oranı, yeniden değerleme yapılacak yılın Ekim ayında (Ekim ayı dahil) bir önceki yılın aynı dönemine göre Devlet İstatistik Enstitüsünün Toptan Eşya Fiyatları Genel Endeksinde meydana gelen ortalama fiyat artış oranıdır. Bu oran Maliye Bakanlığınca Resmî Gazete ile ilân edilir.(**)

C)(5479 sayılı Kanunun 11 nci maddesiyle eklenen fıkra. Yürürlük; 08.04.2006.) (01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere) Vergi kanunlarında yer alan "toptan eşya fiyatları genel endeksi" ibaresi "üretici fiyatları genel endeksi" ve "TEFE" ibaresi "ÜFE" olarak uygulanır.

(*)(5024 Sayılı Kanunun 2'inci maddesiyle değişmeden önceki başlık)

Yeniden Değerleme

(**)(5024 Sayılı Kanunun 2'inci maddesiyle değişmeden önceki madde) (3332 sayılı Kanunun 16'ncı maddesiyle Geçici 11 Madde Mükerrer 298'inci madde olarak değiştirilmiştir.) (3094 sayılı Kanunun 1'inci maddesiyle değişen şekli) Bilanço esasına göre defter tutan Gelir ve Kurumlar Vergisi mükellefleri (imtiyazlı şirketler (3824 sayılı Kanunun 1'inci maddesiyle ibare çıkarılmıştır.)(1) hariç; kollektif, adi komandit ve adi şirketler dahil) Bilançolarına dahil amortismana tabi iktisadi kıymetleri ve bu kıymetler üzerinden ayrılmış olup bilançolarının pasifinde gösterilen amortismanları, her hesap dönemi sonu itibariyle aşağıdaki şartlarla yeniden değerleyebilirler. Şu kadar ki, İktisadi Devlet Teşekküllerinin yeniden değerleme yapmaları zorunludur.

1. (4369 sayılı Kanunun 81/A-12 nci maddesiyle değiştirilen ibare) İktisadi kıymetlerin maliyet bedellerine eklenmiş bulunan kur farkları ve kredi faizleri, sinema filmleri, alameti farika hakları, peştemallıklar,(2) ilk tesis ve taazzuv giderleri, organizasyon, etüt ve arama giderleri ile mahiyetleri ve amortisman süre ve tarzları itibariyle bunlara benzeyen sair aktif kıymetler yeniden değerleme kapsamına girmezler.

2. Bilançonun aktifine dahil iktisadi kıymetler ve bu kıymetler için geçmiş yıllarda ayrılmış olan amortismanlar, yeniden değerlemenin yapılacağı yıla ait oran ile çarpılmak suretiyle yeniden değerlenirler.

Kendilerine özel hesap dönemi tayin olunan mükellefler için, özel hesap döneminin başladığı takvim yılına ait oran esas alınır.

3. Yeniden değerleme neticesinde doğacak değer artışı bilançonun pasifinde özel bir fon hesabında gösterilir.

Değer artışı, amortismana tabi iktisadi kıymetlerin yeniden değerlemesinden önceki net bilanço aktif değerlerinin, bu kıymetlere yeniden değerleme oranının tatbikinden sonra bulunacak net bilanço aktif değerlerinden indirilmesi suretiyle bulunur. Net bilanço aktif değeri, iktisadi kıymetlerin bilançonun aktifinde yazılı değerlerinden, pasifte yazılı amortismanın tenzili suretiyle bulunan miktarı ifade eder.

Bu değerin tespitinde, 320 nci maddenin son fıkrasına göre ayrılmış sayılan amortismanlar da fiilen ayrılmış kabul edilir.

4. (4008 sayılı Kanunun 9'uncu maddesiyle değişen bent) Amortismana tabi sabit kıymetlerini yeniden değerlemeye tabi tutan kurumlar vergisi mükellefleri ile kollektif, adi komandit ve adi şirketler dahil olmak üzere bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükellefleri, yeniden değerlemenin yapıldığı hesap döneminden itibaren sabit kıymetlerini yeni değerleri üzerinden itfa ederler. şu kadar ki bina, arsa ve araziler yeniden değerlemeden önceki kıymetleri üzerinden amortismana tabi tutulur.

Mükellefler değer artışını, pasifte özel bir fon hesabında gösterirler. Kurumlar vergisi mükellefleri, değer artışının tamamını sermayelerine ilave edebilirler. Bu suretle sermayeye eklenen değer artışları, ortaklar tarafından işletmeye ilave edilmiş kıymetler olarak kabul edilir. Değerleme yapılan kuruma iştirak eden işletmelerin aktifinde bu nedenle meydana gelen artışlar ise pasifte özel bir karşılık hesabında gösterilir ve bu karşılık sermayenin cüzü addolunur. Karşılık hesabında gösterilen değer artışı kurumlar tarafından sermayeye eklenebilir. Bu işlemler kâr dağıtımı sayılmaz.(3)

5. Bankalar yeniden değerleme neticesinde doğacak değer artışlarını, nakit karşılığı hisse senedi ihracı suretiyle sermaye artırımına gidilmesi ve taahhüt edilen pay bedellerinin ödenmesi şartıyla sermayelerine ekleyebilirler. Ancak, her yıl sermayeye eklenecek değer artışı, taahhüt edilen pay bedellerinin ödenen kısmına isabet eden miktarı aşamaz.

5.11.1981 tarihinden bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar sermayelerini artıran bankaların, söz konusu sermaye artırımları ile ödenen pay bedelleri, bu bent uyarınca nakit karşılığı yapılmış sermaye artırımı olarak kabul ve ödenen pay bedellerine tekabül eden değer artışları sermayeye ilave edilir.

6. Bilançonun pasifisinde özel bir fon hesabında tutulan değer artışları, Türk Ticaret Kanununun 422 nci maddesinin uygulanmasında ödenmiş sermaye, Bankalar Kanununun uygulanmasında ise ihtiyat addolunur.

7. (4008 sayılı Kanunun 9'uncu maddesiyle değişen bent) Değer artış fonu, sermayeye ilave dışında herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemin yapıldığı dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin bu dönemde vergiye tabi tutulur. Gelir vergisi mükelleflerince ayrılan değer artış fonu başka bir hesaba aktarılamaz; aktarılması veya sermayeye ilave edilmesi halinde işletmeden çekilen değer olarak kabul edilir.(4)

8. Yeniden değerlemeye tabi tutulan iktisadi kıymetlerin her birine isabet eden değer artışları ile bunların hesap şekilleri amortisman kayıtlarında müfredatlı olarak gösterilir.

9. Yeniden değerlemeye tabi tutulan iktisadi kıymetlerin satışı halinde, bunlara isabet eden değer artışları aynen amortismanlar gibi muameleye tabi tutulur.

10. (3332 sayılı Kanunun 16'ıncı maddesiyle düzenlenen bent) Bir hesap dönemi sonu itibariyle yapılacak değerlemede esas alınacak yeniden değerleme oranı, yeniden değerleme yapılacak yılın Ekim ayında (Ekim ayı dahil) bir önceki yılın aynı dönemine göre Devlet İstatistik Enstitüsünün Toptan Eşya Fiyatları Genel İndeksinde meydana gelen ortalama fiyat artış oranıdır.

(4731 sayılı Kanunun 4/F maddesiyle değişen bent)Geçici vergi dönemleri itibarıyla yapılacak değerlemede esas alınacak yeniden değerleme oranı, bir önceki yılın Kasım ayından başlamak üzere; 3, 6, 9 ve 12 nci aylarda bir önceki 3, 6, 9 ve 12 aylık dönemlere göre Devlet İstatistik Enstitüsünün Toptan Eşya Fiyatları Genel İndeksinde meydana gelen ortalama fiyat artış oranı esas alınmak suretiyle belirlenir.(5) (4731 sayılı Kanunun 4/F maddesiyle eklenen bent)Bu oranlar Maliye Bakanlığınca Resmi Gazete ile ilan edilir.

11. Her yılın yeniden değerleme oranı ancak o yıla ait değerlemede nazara alınabilir. Yeniden değerlemenin herhangi bir yıl yapılmamasından veya değerleme oranının düşük uygulanmasından dolayı daha sonraki yıllar geçmiş dönemlere ilişkin yeniden değerleme yapılamaz.

12. Hesap dönemi içinde aktife giren amortismana tabi iktisadi kıymetler için aktife girdiği dönem, yeniden değerleme yapılmaz.

Yeniden değerlemeye ilişkin diğer hususları tespit etmeye, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri için yukarıdaki esaslar dışına çıkan uygulamalar ile devir ve nevi değiştirmeleri önleyici düzenlemeler getirmeye Maliye ve Gümrük Bakanlığı yetkilidir.

(1) (3824 sayılı Kanunun 1'inci maddesiyle çıkarılmadan önceki ibare) ve dar mükellefler.

(2) 1. (Değiştirilmeden önceki şekli) Değeri (3936 sayılı Kanunun 1'inci maddesiyle belirlenen miktar) 5.000 lirayı geçmeyen iktisadi kıymetler, iktisadi kıymetlerin maliyet bedellerine eklenmiş bulunan kur farkları, sinema filmleri, alameti farika hakları, peştemallıklar, özel maliyet bedelleri,

(3) (Değişmeden önceki şekli) 4. a) Bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükellefleri (Kollektif, adi komandit ve adi şirketler dahil) bilançolarını yeniden değerlemeleri halinde, değer artışını pasifte özel bir fon hesabında tutarlar ve iktisadi kıymetlerin değerlemeden önceki değerleri üzerinden amortisman ayırmaya devam ederler.

b) Kurumlar Vergisi mükellefleri, pasifte özel bir fon hesabında gösterilen değer artışının tamamını sermayelerine ilave edebilirler. Bu suretle sermayeye eklenen değer artışları, ortaklar tarafından işletmeye ilave edilmiş kıymetler olarak kabul edilir. Değerleme yapılan kuruma iştirak eden işletmelerin aktifinde bu nedenle meydana gelen artışlar ise pasifte özel bir karşılık hesabında gösterilir ve bu karşılık sermayenin cüzü addolunur. Karşılık hesabında gösterilen değer artışı kurumlar tarafından sermayeye eklenebilir. Bu işlemler kâr dağıtımı sayılmaz.
Amortismana tabi sabit kıymetlerini yeniden değerlemeye tabi tutan kurumlar, yeniden değerlemenin yapıldığı hesap döneminden itibaren sabit kıymetlerini yeni değerleri üzerinden itfa ederler. şu kadar ki bina, arsa ve araziler yeniden değerlemeden önceki kıymetleri üzerinden amortismana tabi tutulur.

(4) 7. (Değişmeden önceki şekli) Değer artış fonu, sermayeye ilave dışında herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemin yapıldığı dönemin kazancı sayılarak vergiye tabi tutulur.

(5) (4731 sayılı Kanunun 4/F maddesiyle değişmeden önceki şekli)Bu oran Maliye ve Gümrük Bakanlığınca her yıl Aralık ayı içinde Resmî Gazete ile ilân edilir.

(x)(5479 sayılı Kanunun 11 nci maddesiyle değişemeden önceki şekli) Fiyat endeksi (TEFE); Devlet İstatistik Enstitüsünce Türkiye geneli için hesaplanan ve ilân edilen Toptan Eşya Fiyatları Genel Endeksini,

(xx) (5228 sayılı Kanunun 9'uncu maddesiyle değiştirilmeden önceki ibare)düzeltme tarihindeki

(xxx) (5228 sayılı Kanunun 9'uncu maddesiyle değiştirilmeden önceki cümle)Ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyon fark hesapları kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir, bu işlem kâr dağıtımı sayılmaz.

12 Temmuz 2010 Pazartesi

HER YÖNÜİLE BİRDEN FAZLA TAKVİM YILINA SİRAYET EDEN İNŞAAT VE ONARMA İŞLERİ

HER YÖNÜ İLE BİRDEN FAZLA TAKVİM YILINA SİRAYET EDEN İNŞAAT VE ONARMA İŞLERİ




1.Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işleri




(2361 sayılı Kanunun 30 uncu maddesiyle değişen madde.) Birden fazla takvim yılına sirayet eden (5035 sayılı Kanunun 48/4-a maddesiyle değişen ibare. Geçerlilik; 01.01.2004, Yürürlük; 02.01.2004) inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarma işlerinde(1) kar veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak, mezkur yıl beyannamesinde gösterilir.

Mükellefler bu madde kapsamına giren hallerde her inşaat ve onarma işinin hasılat ve giderlerini ayrı bir defterde veya tutmakta oldukları defterlerin ayrı sayfalarında göstermeye ve düzenleyecekleri beyannameleri işlerin ikmal edildiği takvim yılını takip eden yılın (5766 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle değişen ibare, Yürürlük: 06.06.2008) Mart ayının başından yirmibeşinci günü akşamına kadar(2) vermeye mecburdurlar.

(1)(Değişmeden önceki şekli) inşaat ve onarma işlerinde

(2) (5766 sayılı Kanunla değişmeden önceki şekli) (5228 sayılı Kanunun 59/3-c maddesiyle değişen ibare. Yürürlük; 31.07.2004) Mart ayının onbeşinci günü akşamına kadar(x)

(x) (Değişmeden önceki şekli)Mart ayı sonuna kadar

2.Müşterek Genel Giderler ve Amortismanların Dağıtılması

Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işlerinde veya bu işlerin diğer işlerle birlikte yapılması halinde müşterek genel giderler ve amortismanlar aşağıdaki esaslara göre dağıtılır:

1. (5024 Sayılı Kanunun 7'inci maddesiyle değişen bent: Yürürlük;01.01.2004) Yıl içinde birden fazla inşaat ve onarma işinin birlikte yapılması halinde, her yıla ait müşterek genel giderler bu işlere ait harcamaların (enflasyon düzeltmesi yapılan dönemlerde düzeltilmiş tutarlarının) enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmuş tutarlarının birbirine olan nispeti dahilinde;(*)

2. (5024 Sayılı Kanunun 7'inci maddesiyle değişen bent: Yürürlük;01.01.2004) Yıl içinde tek veya birden fazla inşaat ve onarma işinin bu madde şümulüne girmeyen işlerle birlikte yapılması halinde, her yıla ait müşterek genel giderler, bu işlere ait harcamalar ile diğer işlere ait satış ve hasılat tutarlarının (enflasyon düzeltmesi yapılan dönemlerde bunların düzeltilmiş tutarlarının) birbirine olan nispeti dahilinde;(**)

3. Birden fazla inşaat ve onarma işlerinde veya bu işlerle sair işlerde müştereken kullanılan tesisat, makina ve ulaştırma vasıtalarının amortismanları, bunların her işte kullanıldıkları gün sayısına göre.

(*) (Değişmeden önceki şekli) 1. Yıl içinde birden fazla inşaat ve onarma işinin birlikte yapılması halinde, her yıla ait müşterek genel giderler tahsil olunan istihkak bedellerinin birbirine olan nisbeti dahilinde;

(**) (Değişmeden önceki şekli) 2. Yıl içinde tek veya birden fazla inşaat ve onarma işinin bu madde şümulüne girmeyen işlerle birlikte yapılması halinde, her yıla ait müşterek genel giderler tahsil olunan istihkak bedelleriyle diğer işlere ait satış veya hasılat tutarlarının birbirine olan nisbeti dahilinde;


3. İnşaat ve Onarma İşlerinde İşin Bitimi




(2361 sayılı Kanunun 31'inci maddesiyle değişen madde) İnşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde (5035 Sayılı Kanunun 48/4-b maddesiyle değişen ibare. Geçerlilik:01.01.2004; Yürürlük:02.01.2004) geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarih(*); diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarih bitim tarihi olarak kabul edilir.

Bitim tarihinden sonra bu işlerle ilgili olarak yapılan giderler ve her ne nam ile olursa olsun elde edilen hasılat, bu giderlerin yapıldığı veya hasılatın elde edildiği yılın kâr veya zararının tespitinde dikkate alınır.

(*) (Değişmeden önceki şekli) geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın düzenlendiği tarih


ADNAN UYAR
VERGİ DENETMENİ

9 Temmuz 2010 Cuma

GERÇEK ÜCRETLER

GERÇEK ÜCRETLER



[1] (Değişmeden önceki şekli) Sendikalar Kanunu hükümlerine göre

Ücretin gerçek safi değeri işveren tarafından verilen para ve ayınlarla sağlanan menfaatler toplamından aşağıdaki indirimler yapıldıktan sonra kalan miktardır.

1. (2361 sayılı Kanunun 45'inci maddesiyle değişen hüküm) 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 190'ıncı maddesi uyarınca yapılan kesintilerle, Ordu Yardımlaşma Kurumu ve benzeri kamu kurumları için yapılan kanuni kesintiler;

2. (4697 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle değişen bent Yürürlük; 07.10.2001) Kanunla kurulan emekli sandıkları ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesinde belirtilen sandıklara ödenen aidat ve primler;(*)

3. (4697 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle değişen bent Yürürlük; 07.10.2001) Sigortanın veya emeklilik sözleşmesinin Türkiye'de kâin ve merkezi Türkiye'de bulunan bir sigorta veya emeklilik şirketi nezdinde akdedilmiş olması şartıyla; ücretlinin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primler ile bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları,

İndirim konusu yapılacak prim, aidat ve katkıların toplamı, ödendiği ayda elde edilen ücretin % 10'unu (bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta poliçeleri için ödenen primlerde, ödendiği ayda elde edilen ücretin % 5'ini) ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamaz. Bakanlar Kurulu bu oranı % 20 oranına kadar (bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta poliçeleri için % 10 oranına kadar) artırmaya ve belirtilen haddi asgari ücretin yıllık tutarının iki katını geçmemek üzere yeniden belirlemeye yetkilidir.(**)

4. (3239 sayılı Kanunun 54'üncü maddesiyle eklenen bent) (5473 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle değişen ibare. Yürürlük; 01.04.2006) Çalışanlar tarafından ilgili kanunlarına göre, [1] sendikalara ödenen aidatlar (Şu kadar ki, aidatın ödendiğinin tevsik edilmesi şarttır.),

5. (4842 sayılı Kanunun 37/1-d maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır Yürürlük; 01.01.2004)(***)

Ücretin gerçek değerinin tayininde, Gelir Vergisi gibi şahsi vergiler ücretten indirilmez.
Yabancı parasiyle ödenen ücretler ödeme gününün borsa rayiciyle Türk parasına çevrilir.
Hizmet erbabına verilen ayınlar, verildiği gün ve yerdeki ortalama perakende fiyatlarına göre; konut tedariki ve sair suretle sağlanan menfaatler, konutun emsal kirasına veya menfaatinemsalbedelinegöredeğerlenir.

(*) (4697 sayılı Kanunla değişmeden önceki şekli) Emekli aidatı veya sosyal sigorta primleri (Emekli Sandığı'nın veya Sosyal Sigorta Kurumu'nun Türkiye'de olması şartıyla);

(**) (4697 sayılı Kanunla değişmeden önceki şekli) (3239 sayılı Kanunun 54'üncü maddesiyle değişen bent) Mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigortaları için hizmet erbabı tarafından ödenen primler (Sigortanın Türkiye'de kain ve merkezi Türkiye'de bulunan bir sigorta şirketi nezdinde akdedilmiş olması ve sigorta priminin ödendiği ayda elde edilen ücret üzerinden, kanunla kurulu sosyal güvenlik kurumlarına hizmet erbabı hissesi olarak hesaplanan prim veya aidatın aylık tutarını aşmamasışartıyla),

(***)(4842 sayılı Kanunla yürürlükten kalkmadan önceki bent) 5. (3946 sayılı Kanunun 13'üncü maddesiyle eklenen bent Yürürlük; 1.1.1994) Mükellefin kendisi, eşi ve çocukları ile ilgili eğitim, sağlık, gıda, giyim ve kira harcamalarının yıllık toplam tutarının 1/3'ü.Şu kadar ki indirim konusu harcamaların Türkiye'de yapılması, gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzelkişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmesi ve bu belgelerin işverene verilmesi şarttır. Bu suretle hesaplanan indirim tutarı, harcamanın yapıldığı yıla ait ücretin yıllık vergi matrahının % 35'ini geçemez. Bu indirim de dikkate alınmak suretiyle hesaplanan vergi ile mükellefin o yıl içinde tevkif suretiyle ödediği vergi tutarı arasındaki fark, ücretlinin ertesi yılda ödeyeceği gelir vergisinden mahsup edilir veya işverenler aracılığı ile kendisine nakden iade edilir. Bakanlar Kurulu bu bentte yer alan % 35 nispetini sıfıra kadar indirmeye kanunî oranına kadar artırmaya veya harcama konuları, harcama ve ücret tutarları itibariyle farklı oranlar tespit etmeye yetkilidir. Ücretlilerin harcama belgelerinin işverene ibrazı, beyanı ve verginin iadesine ilişkin süreleri tespit etmeye, iadeyi nakden veya mahsuben yaptırmaya, bu uygulamanın usul ve esaslarını tayin ve tespite Maliye Bakanlığı yetkilidir.

[1] (Değişmeden önceki şekli) Sendikalar Kanunu hükümlerine göre

GELİR VERGİSİ'NDEN İSTİSNA ÜCRETLER




(2361 sayılı Kanunun 17'nci maddesiyle değişen madde) Aşağıda yazılı ücretler Gelir Vergisi'nden istisna edilmiştir:

1. Köylerde veya son nüfus sayımına göre belediye içi nüfusu 5.000'i aşmayan yerlerde faaliyet gösteren ve münhasıran el ile dokunan halı ve kilim imal eden işletmelerde çalışan işçilerin ücretleri;

2. (4369 sayılı Kanunun 28'inci maddesiyle değişen bent Yürürlük; 29.7.1998) Gelir Vergisi'nden muaf olanların veya gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerin yanında çalışan işçilerin ücretleri;(1)

3. Toprak altı işletmesi halinde bulunan madenlerde cevher istihsali ve bununla ilgili diğer bütün işlerde çalışanların münhasıran yer altında çalıştıkları zamanlara ait ücretleri;

4. (4369 sayılı Kanunun 82/3-b maddesiyle bent kaldırılmıştır. Yürürlük ; 29.7.1998)(2)

5. Köy muhtarları ile köylerin katip, korucu, imam, bekçi ve benzeri hizmetlilerine köy bütçesinden ödenen ücretler ile çiftçi mallarını koruma bekçilerinin ücretleri;

6. Hizmetçilerin ücretleri (Hizmetçiler özel fertler tarafından evlerde, bahçelerde, apartmanlarda ve ticaret mahalli olmayan sair yerlerde orta hizmetçiliği, süt ninelik, dadılık, bahçıvanlık, kapıcılık gibi özel hizmetlerde çalıştırılanlardır.) (Mürebbiyelere ödenen ücretler istisna kapsamına dahil değildir);

7. Sanat okulları ile bu mahiyetteki enstitülerde, ceza ve ıslahevlerinde, darülacezelerin atelyelerinde çalışan öğrencilere, hükümlü ve tutuklulara ve düşkünlere verilen ücretler;

8. (4108 sayılı Kanunun 16 ncı maddesiyle değişen bent) Hizmet erbabına işverenlerce yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatler (İşverenlerce, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin (4369 sayılı Kanunun 28 inci maddesiyle değişen ibare Yürürlük; 29.7.1998) 800 000 lirayı(3) (273 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2010 yılında uygulanmak üzere 10,00 TL.)(4) aşmaması ve buna ilişkin ödemenin yemek verme hizmetini sağlayan mükelleflere yapılması şarttır. Ödemenin bu tutarı aşması halinde, aşan kısım ile hizmet erbabına yemek bedeli olarak nakten yapılan ödemeler ve bu amaçla sağlanan menfaatler ücret olarak vergilendirilir.);(5)

9. (3239 sayılı Kanunun 42'nci maddesiyle değişen bent) Genel olarak maden işletmelerinde ve fabrikalarda çalışan işçilere ve özel kanunlarına göre barındırılması gereken memurlarla müstahdemlere konut tedariki ve bunların aydınlatılması, ısıtılması ve suyunun temini suretiyle sağlanan menfaatler ile mülkiyeti işverene ait brüt alanı 100 m2yi aşmayan konutların hizmet erbabına mesken olarak tahsisi suretiyle sağlanan menfaatler (Bu konutların 100 m2'yi aşması halinde, aşan kısma isabet eden menfaat için bu istisna hükmü uygulanmaz);

10. Hizmet erbabının toplu olarak işyerlerine gidip gelmelerini sağlamak maksadıyla işverenler tarafından yapılan taşıma giderleri;

11. (4697 sayılı Kanunun 2 inci maddesiyle değişen bent Yürürlük; 07.10.2001) Kanunla kurulan emekli sandıkları ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesinde belirtilen sandıklar tarafından ödenen emekli, malûliyet, dul ve yetim aylıkları (506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesinde belirtilen sandıklar tarafından ödenen aylıkların toplamı, en yüksek Devlet memuruna ödenen en yüksek ödeme tutarından fazla ise aradaki fark ücret olarak vergiye tabi tutulur.) (Genel, katma ve özel bütçelerden ödenen bu nevi aylıklar dahil); (6)

12.(5228 sayılı Kanunun 59/3-b maddesiyle değişen ibare. Yürürlük; 31.07.2004)) 3308 sayılı Çıraklık ve Mesleki Eğitim Kanununa tabi çırakların (7) asgari ücreti aşmayan ücretleri.

13. (3239 sayılı Kanunun 42'nci maddesiyle eklenen bent) Yabancı ülkelerde bulunan sosyal güvenlik kurumları tarafından ödenen emekli, malûliyet, dul ve yetim aylıkları;

14. (4962 sayılı Kanunun 5' inci maddesiyle eklenen bent Yürürlük; 01.06.2003 tarihinden geçerli olmak üzere 07.08.2003)Kanunî ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan dar mükellefiyete tâbi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretler;(8)

15. (3239 sayılı Kanunun 42'nci maddesiyle eklenen bent) Yüz ve daha aşağı sayıda işçi çalıştıran işyerlerinde bir, yüzden fazla işçi çalıştıran işyerlerinde iki, amatör sporcu çalıştıranların, her yıl millî müsabakalara iştirak ettiklerinin belgelenmesi ve bu amatör sporculara ödenen ücretler.
(Asgari ücretin iki katını aşmamak kaydıyla)

(1) (Değişmeden önceki şekli) (2361 sayılı Kanunun 17'nci maddesiyle değişen madde) 2. Gelir Vergisinden muaf veya götürü gider usulünde vergiye tabi çiftçilerin ziraat işlerinde bilfiil çalışan işçilerin ücretleri (Bekçi ve çoban ücretleri dahil);

(2) 4. (Kaldırılmadan önceki şekli) 'Ticari ve sınai kazançları vergiden muaf bulunanların bu işlerinde çalıştırılan hizmet erbabının ücretler

(3) (Değişmeden önceki ibare) 100 000 lirayı(+)

(+) (Önceki yıllarda uygulanan tutarlar) 218 seri nolu GVK Genel Tebliği gereği 1999 yılı için 1.400.000 TL, 97/10351 sayılı B.K.K.ile 1998 yılı için 600.000.-TL, 1997 yılı için (200 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği'ndeki açıklamalar gereği 1996 yeniden değerleme oranına göre tespit edilmiştir.) 300.000.- TL, Önceki hadler için 95/7593, 94/6300 ile 93/5146 sayılı B.K.K.'larına bakınız.(4) (Değişmeden önceki şekli)(2004/8295 sayılı B.K.K. ile 2005 yılı için 7,5 YTL., 2005/9826 sayılı B.K.K. ile 2006 takvim yılında uygulanmak üzere 8,25 YTL. Geçerlilik; 01.01.2006)(*) (259 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2007 yılında uygulanmak üzere 8,80 YTL.) (266 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2008 yılında uygulanmak üzere 9,00 YTL.)

(*)2003/6578 sayılı B.K.K.ile 7.000.000 lira, 2002/5000 sayılı B.K.K.ile 6.000.000, 2001/3398 sayılı B.K.K. ile 4.500.000, 2000/1689 sayılı B.K.K.ile 2.350.000 lira, 228 Seri No.lu G.V.K. Genel Tebliği ile belirlenen miktar 2.100.000 lira

(5) (4108 Sayılı Kanunla değişmeden önceki şekli) 8. Hizmet erbabına işyerinde veya müştemilatında bedava yemek vermek suretiyle sağlanan menfaatler (Bu amaçla da olsa hizmet erbabına nakit ve ayın olarak yapılan ödemeler vergiye tabi tutulur);

(6) (Değişmeden önceki şekli) 11. (2361 sayılı Kanunun 17'inci maddesiyle değişen madde) Kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz bulunan emekli sandıkları ile 10 yıl süre ile prim veya aidat ödenmiş olmak kaydıyla Türkiye'de kain ve merkezi Türkiye'de bulunan sigorta şirketleri ve yardım sandıkları tarafından ödenen emekli, maluliyet, dul ve yetim aylıkları (Tüzel kişiliği haiz muhtelif emekli sandıkları ile sigorta şirketleri ve yardım sandıkları tarafından ödenen aylıklar toplamı, en yüksek devlet memuruna ödenen en yüksek ödeme tutarından fazla ise aradaki fark ücret olarak vergiye tabi tutulur.) (Genel, katma ve özel bütçelerden ödenen bu nevi aylıklar dahil);(x)

(x) (Değişmeden önceki şekli)11 Kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz bulunan emekli sandıkları tarafından ödenen emekli, maluliyet, dul ve yetim aylıkları (Tüzelkişiliği haiz muhtelif emekli sandıkları tarafından ödenen aylıklar toplamı; hizmet süresi ve aylık seviyesi aynı olan Devlet memurlarına ödenen miktardan fazla ise, aradaki fark ücret olarak vergiye tabi tutulur.) (Genel, katma ve özel bütçelerden ödenen bu nevi aylıklardahil);

(7) ( Değişmeden önceki şekli) 2089 sayılı Çırak, Kalfa ve Ustalık Kanunu hükümlerine tabi çırakların

(8) (Kaldırılmadan önceki şekli) 14. (4842 sayılı Kanunun 37/1-b maddesiyle yürürlükten kaldırılan bent. Yürürlük; 01.06.2003) (x)

(x) (Kaldırılmadan önceki şekli) 14. (3239 sayılı Kanunun 42'nci maddesiyle eklenen bent) Kanunî ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretler;


ADNAN UYAR
VERGİ DENETMENİ

2 Temmuz 2010 Cuma

FİNANSAL KİRALAMA İŞLEMLERİNDE DEĞERLEME

FİNANSAL KİRALAMA İŞLEMLERİNDE DEĞERLEME



1. GİRİŞ :

Finansal kiralama işlemlerinde değerleme teknik bir konu . Konuyu dört ana başlık altında toplayabiliriz . Bunlar sırasıyla ;Finansal kiralama işlemlerinde, finansal kiralamaya konu olan iktisadî kıymet ile sözleşmeden doğan hak borç ve alacakların değerlemesi

Yeniden değerleme ve amortisman uygulaması

Ayrıştırma işlemi

Faiz gelirlerinin tahakkuk ettirilmesi dir .


2. BU MADDENİN UYGULAMASINDA AŞAĞIDA YER ALAN TANIMLAR DİKKATE ALINIR.
Finansal Kiralama: Kira süresi sonunda mülkiyet hakkının kiracıya devredilip devredilmediğine bakılmaksızın, bir iktisadî kıymetin mülkiyetine sahip olmaktan kaynaklanan tüm riskler ile yararların kiracıya bırakılması sonucunu doğuran kiralamalardır.

Kiralama işleminde; iktisadî kıymetin mülkiyetinin kira süresi sonunda kiracıya devredilmesi, kiracıya kira süresi sonunda iktisadî kıymeti rayiç bedelinden düşük bir bedelle satın alma hakkı tanınması, kiralama süresinin iktisadî kıymetin ekonomik ömrünün % 80'inden daha büyük bir bölümünü kapsaması veya sözleşmeye göre yapılacak kira ödemelerinin bugünkü değerlerinin toplamının iktisadî kıymetin rayiç bedelinin % 90'ından daha büyük bir değeri oluşturması hallerinden herhangi birinin varlığı durumunda kiralama işlemi finansal kiralama kabul edilir.


Doğal kaynakların araştırılması veya kullanılmasına yönelik kiralama sözleşmeleri ile sinema filmleri, video kayıtları, patentler, kopyalama hakları gibi kıymetlerle ilgili lisans sözleşmeleri bu madde kapsamında değerlendirilmez.

Arazi, arsa ve binalarla ilgili kiralama sözleşmeleri, sadece, sözleşmede kira süresi sonunda mülkiyet hakkının kiracıya devri öngörülmüşse veya kiracıya kira süresi sonunda kiralama konusu gayrimenkulu düşük bir bedelle satın alma hakkı tanınmışsa bu madde kapsamında değerlendirilir.

Kira Ödemeleri: Sözleşmeye göre, kira süresi boyunca yapılması gereken kira ödemeleridir. Kira süresi sonunda, kiralama konusu iktisadî kıymetin kalan değerine ilişkin bir taahhüt olması halinde bu değer de kira ödemesi kabul edilir.

Kira süresi sonunda kiracıya düşük bir bedelle iktisadî kıymeti satın alma hakkı tanındığı ve sözleşme tarihinde bu hakkın kullanılma olasılığının yüksek olduğu durumda kira ödemeleri kira süresi boyunca yapılan kira ödemeleri ile satın alma hakkının kullanılması durumunda ödenmesi gereken bedelin toplamıdır.

Kira Ödemelerinin Bugünkü Değeri: Kira ödemelerinin, sözleşme tarihinde, kiralamada kullanılan faiz oranının dikkate alınması suretiyle hesaplanan bugünkü değerlerinin toplamıdır.

Kiralamada kullanılan faiz oranı tespit edilemiyorsa, kiracının kiralamaya konu iktisadî kıymeti satın almak için aynı vade ile alması gereken borç için katlanacağı faiz oranı kullanılır.

Kiralamada Kullanılan Faiz Oranı: Kira ödemeleri ile garanti edilmemiş kalan değer toplamının bugünkü değerini, kiralamaya konu iktisadî kıymetin rayiç bedeline eşitleyen iskonto oranıdır.

3. FİNANSAL KİRALAMA İŞLEMLERİNDE, FİNANSAL KİRALAMAYA KONU OLAN İKTİSADÎ KIYMET İLE SÖZLEŞMEDEN DOĞAN HAK BORÇ VE ALACAKLARIN DEĞERLEMESİ

(4842 sayılı Kanunun 25'inci maddesiyle eklenen geçici madde Yürürlük; 1.7.2003 tarihinden itibaren yapılacak kiralama işlemlerinde uygulanmak üzere 24.04.2003)


Finansal kiralama işlemlerinde, finansal kiralamaya konu olan iktisadî kıymet ile sözleşmeden doğan hak, borç ve alacakların değerlemesi aşağıdaki esaslaragöreyapılır.

Kiracı tarafından finansal kiralama işlemine konu iktisadî kıymeti kullanma hakkı ve sözleşmeden doğan borç, kiralama konusu iktisadî kıymetin rayiç bedeli veya sözleşmeye göre yapılacak kira ödemelerinin bugünkü değerinden düşük olanı ile değerlenir.

Kiralayan tarafından sözleşmeden doğan alacak, kiralama süresi boyunca yapılacak kira ödemelerinin toplam tutarı, kiralama konusu iktisadî kıymet ise, bu iktisadî kıymetin net bilanço aktif değerinden kira ödemelerinin bugünkü değerinin düşülmesi sonucu bulunan tutar ile değerlenir. İktisadi kıymetin net bilanço aktif değerinden kira ödemelerinin bugünkü değerinin düşülmesi sonucu bulunan tutarın sıfır veya negatif olması halinde, iktisadî kıymet iz bedeliyle değerlenir ve aradaki fark iktisadî kıymetin elden çıkarılmasından elde edilen kazançlar gibi işleme tâbi tutulur.

Kiralayan tarafından aktifleştirilen alacak tutarı ile kira ödemelerinin bugünkü değeri arasındaki fark, gelecek dönemlere ait faiz geliri olarak pasifleştirilmek suretiyle değerlenir.
Kiralayanın finansal kiralamaya konu iktisadî kıymetin üretimini veya alım satımını yapması halinde, iktisadî kıymetin net bilanço aktif değeri olarak rayiç bedeli dikkate alınır. Rayiç bedel ile maliyet bedeli arasındaki fark, normal bir satış işleminden elde edilen kâr veya zarar olarak işleme tâbi tutulur.

4. YENİDEN DEĞERLEME VE AMORTİSMAN UYGULAMASI

Kiracı tarafından aktifleştirilen finansal kiralamaya konu iktisadî kıymeti kullanma hakkı, bu Kanunun mükerrer 298 inci maddesi ve üçüncü kitabının üçüncü kısmının birinci bölümünde kiralama konusu iktisadî kıymet için belirlenmiş esaslar çerçevesinde yeniden değerlemeye ve amortismana tâbi tutulur.

Kiralayan tarafından, finansal kiralamaya konu iktisadî kıymetin bu maddenin (1) numaralı fıkrasının üçüncü paragrafına göre belirlenen değeri üzerinden amortisman ayrılmaya devam olunur.

Bu madde kapsamında değerlenen borç ve alacak tutarları reeskonta tâbi tutulmaz.

5. AYRIŞTIRMA İŞLEMİ :

Kiracı tarafından finansal kiralama sözleşmesine göre yapılan kira ödemeleri, borç anapara ödemesi ve faiz gideri olarak ayrıştırılır. Ayrıştırma işlemi, her bir dönem sonunda kalan borç tutarına sabit bir dönemsel faiz oranı uygulanmasını sağlayacak şekilde yapılır.

6. FAİZ GELİRLERİNİN TAHAKKUK ETTİRİLMESİ :

Kiralayan tarafından gelecek dönemlere ait faiz gelirleri, kiralanan iktisadî kıymetin finansal kiralama sözleşmesinin yapıldığı tarihteki rayiç bedelinden, her bir dönem sonunda anapara geri ödemelerinin düşülmesi sonucu kalan tutar üzerinden sabit bir dönemsel faiz oranı yaratacak şekilde hesaplanması suretiyle tahakkuk ettirilir.
.
ADNAN UYAR
VERGİ DENETMENİ

1 Temmuz 2010 Perşembe

İLAN YOLU İLE TEBLİĞ

İLAN YOLU İLE TEBLİĞ


1.Tebliğin İlanla Yapılacağı Haller



Aşağıda yazılı hallerde tebliğ ilan yoliyle yapılır:

1. Muhatabın adresi hiç bilinmezse;
2. Muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse;
3. Başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa;
4. Yabancı memleketlerde bulunanlara tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa

2.İlanın Şekli

5035 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle değişen madde; Geçerlilik;31.12.2003, Yürürlük:02.01.2004)İlan aşağıdaki şekilde yapılır:

1. İlan yazısı tebliğ yapan vergi dairesinin ilan koymaya mahsus mahalline asılır ve (3) numaralı bende göre ilana çıkarılır. Tebliğin konusu, her biri için ayrı ayrı olmak üzere, birmilyar liradan (393 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2010'dan itibaren 1.500, -TL) az vergi veya vergi cezasına taalluk ettiği takdirde ayrıca (3) numaralı bende göre ilan yapılmaz ve ilan yazısının askıya çıkarıldığı tarihi izleyen onbeşinci gün ilan tarihi olarak kabul edilir.

2. İlan yazısının bir sureti mükellefin bilinen son adresinin bağlı olduğu muhtarlığa gönderilir.


3. İlan ile yapılan tebliğin konusu birmilyar ila yüzmilyar lira (393 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2010'dan itibaren 1.500, -TL - 150.000, -TL) arasındaki vergi veya vergi cezasına taalluk ettiği takdirde ilan, ilgili vergi dairesinin bulunduğu yerin belediye sınırları içinde çıkan bir veya daha fazla gazetede yayımlanır. Tutarın yüzmilyar lirayı (393 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2010'dan itibaren 150.000, -TL ve aşması halinde) aşması halinde ilan, Türkiye genelinde yayın yapan günlük gazetelerden birinde ayrıca yapılır.

Tebliğ olunacak evrakın örnekleri yabancı memlekette bulunan mükellefin bilinen adresine ayrıca posta ile gönderilir.(*)

(*)(Değişmeden önceki şekli) Madde 104 - İlan aşağıda yazılı şekilde yapılır.

1. İlan ilgili vergi dairesinin bulunduğu yerin belediye sınırları içinde çıkan bir veya daha fazla gazetede yayınlanır. Gazete çıkmıyan yerlerde mutatvasıtalarlayapılır.

2. İlan yazısı tebliğ yapan dairenin ilan koymaya mahsus mahalline asılır ve bir sureti mükellefin bilinen son adresinin bağlı olduğu muhtarlığa gönderilir.

3. (2365 sayılı Kanunun 19'uncu maddesiyle değişen bent) İstanbul Belediye sınırları dışındaki yerlerde ilan yolu ile yapılan tebliğin konusu (4369 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi ile belirlenen miktar) bir milyar(x) lirayı aşan vergi veya vergi cezasına taalluk ettiği takdirde ilan ayrıca Ankara ve İstanbul'da çıkan birer gazete ile yayınlanır.

Tebliğ olunacak evrakın örnekleri yabancı memlekette bulunan mükellefin bilinen adresine ayrıcapostailegönderilir.(xx)

(x)(Değişmeden önceki şekli)(3946 Sayılı kanunun 1 inci maddesiyle belirlenen miktar)yüzmilyon

(xx) (2365 sayılı Kanunun 19'uncu maddesiyle değişen bent) 3. İstanbul Belediye sınırları dışındaki yerlerde ilan yolu ile yapılan tebliğin konusu (3946 sayılı Kanunun 1'inci maddesiyle belirlenen miktar) yüz milyon lirayı (95/7595 sayılı B.K.K. ile Birmilyar Yürürlük: 30.12.1995 Geçerlilik: 1.1.1996) aşan vergi veya vergi cezasına taalluk ettiği takdirde ilan ayrıca Ankara ve İstanbul'da çıkan birer gazete ile yayınlanır.


3.İlanın Muhteviyatı

İlanlarda, tebliğin ilgili bulunduğu vergiler gösterilmek suretiyle adları (Tüzelkişilerde ünvanları) yazılı muhataplara aşağıdaki hususlar ihtarolunur:

1. İlan tarihinden başlıyarak bir ay içinde ilanı yapan makama bizzat veya bilvekale müracaat etmeleri veyahut taahhütlü mektup veya telgrafla açıkadreslerinibildirmeleri;

2. Kendilerine süre ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı

4.İlanın Neticeleri

İlan üzerine bizzat veya bilvekale müracaat edenlere yerinde, adres bildirenlere ise posta ile tebliğyapılır.

Posta ile yapılan bu tebliğ hakkında da 100'üncü maddehükmücariolur.

İlan tarihinden başlıyarak bir ay içinde ne vergi dairesine müracaat yapmış ve ne de adresini bildirmiş olanlara bir ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılır.


ADNAN UYAR
VERGİDENETMENİ

TESLİM VE TESLİM SAYILAN HALLER İLE HİZMET VE HİZMET SAYILAN HALLER

KATMA DEĞER VERGİDİNDE TESLİM VE TESLİM SAYILAN HALLER İLE HİZMET VE HİZMET SAYILAN HALLER




1. GİRİŞ :


Bilindiği üzere 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun Birinci Maddesinde Katma Değer Vergisine tabi işlemler sıralanmıştır.

Bu maddenin birinci fıkrasının birinki bendinde ise Teslim Ve Hizmetlerin Katma Değer Vergisinin konusuna dâhil olduğu tanımlanmıştır. Kanun maddesine baktığımızda;
Türkiye'de yapılan aşağıdaki işlemler katma değer vergisine tabidir:
Ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisine tabidir.

Buradan hareketle teslim ve hizmetlerin katma değer vergisinin konusunu oluşturduğu sonucuna varılmaktadır.

Teslim ve teslim sayılan haller ile hizmet ve hizmet sayılan haller ise Katma Değer Vergisi Kanununu Muzun iki üç dört ve beşinci maddelerinde tanımlanmıştır.. Yazımızın konusunu da bu maddelerin yorumlanmasından ibarettir. .

2. TESLİM :

Teslim, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesidir. Bir malın alıcı veya onun adına hareket edenlerin gösterdiği yere veya kişilere tevdii teslim hükmündedir. Malın alıcıya veya onun adına hareket edenlere gönderilmesi halinde, malın nakliyesinin başlatılması veya nakliyeci veya sürücüye tevdi edilmesi de mal teslimidir. Buradan hareketle mal nakliyesinin teslimde bulunan tarafa ait olduğu sonucuna varılmaktadır .
Bir mal üzerindeki tasarruf hakkının iki veya daha fazla kimse tarafından zincirleme âkit yapılmak suretiyle, malın bu arada el değiştirmeden doğrudan sonuncu kişiye devredilmesi halinde, aradaki safhaların her biri ayrı bir teslimdir ve Katma Değer Vergisine tabidir.
Su, elektrik, gaz, ısıtma, soğutma ve benzeri şekillerdeki dağıtımlar da mal teslimidir.
(3297 sayılı Kanunun 1'inci maddesiyle değişen bent) Kap ve ambalajlar ile döküntü ve tali maddelerin geri verilmesinin mutat olduğu hallerde teslim, bunlar dışında kalan maddeler itibariyle yapılmış sayılır. Bunların yerine aynı cins ve mahiyette kap ve ambalajlar ile döküntü tali maddelerin geri verilmesinde de aynı hüküm uygulanır.

Açıklayacak olursak teslimin konusunu asıl mal oluşturmaktadır. Örneğin gazoz teslimlerinde teslimin konusunu gazoz oluşturmakta gazozun konulduğu şişe teslimin konusunu oluşturmamaktadır .
Trampa iki ayrı teslim hükmündedir. Burada trampayı açıklayacak olursak malın mal ile takası Trampadır ve teslim sayılmaktadır. Katma Değer Vergisine tabidir.

3. TESLİM SAYILAN HALLER :

a) Vergiye tabi malların her ne suretle olursa olsun, vergiye tabi işlemler dışındaki amaçlarla işletmeden çekilmesi, vergiye tabi malların işletme personeline ücret, prim, ikramiye, hediye, teberru gibi namlarla verilmesi,
b) Vergiye tabi malların, üretilip teslimi vergiden istisna edilmiş olan mallar için her ne suretle olursa olsun kullanılması veya sarfı, Açıklayacak olursak katma değer vergisinden istisna edilmiş olan işlemler için mal sarfı da teslim sayılmaktadır. Örneğin konfeksiyon ürünleri ihracında , konfeksiyon ürünleri imalinde kullanılan ham maddelerde teslim hükmünde olup katma değer vergisine tabidir .
c) Mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satışlarda zilyedliğin devri,
d) (4369 sayılı Kanunun 82 nci maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Yürürlük; 1.1.1999)(*)(*) d) (Kaldırılmadan önceki şekli) Amortismana tabi iktisadî kıymetlerin işletmede kullanılmak üzere imal veya inşa edilmesi halinde, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre bu kıymetlerin aktife alınması veya kullanılmaya başlanması.

4. HİZMET :


Hizmet, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemlerdir. Böylelikle hizmeti içine alan işlemler geniş tutulmuş olup kanun koyucu aynı zamanda hizmet sayılan halleri sıralayarak hizmetin nelerden oluştuğunu sıralamıştır .
Bu işlemler; bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi, şekillerde gerçekleşebilir.
Bir hizmetin karşılığının bir mal teslimi veya diğer bir hizmet olması halinde bunların her biri ayrı işlem olup, hizmet veya teslim hükümlerine göre ayrı ayrı vergilendirilirler.

5. HİZMET SAYILAN HALLER :


Vergiye tabi bir hizmetten, işletme sahibinin, işletme personelinin veya diğer şahısların karşılıksız yararlandırılması hizmet sayılır .



ADNAN UYAR
VERGİ DENETMENİ


TÜRKİYEDE İKAMET ETMEYENLERE DÖVİZ KARŞILIĞI YAPILAN TESLİMLERDE İHRACAT İSTİSNASI UYGULAMASI

TÜRKİYE'DE İKAMET ETMEYENLERE DÖVİZ KARŞILIĞI YAPILAN TESLİMLERDE İHRACAT İSTİSNASI UYGULANMASI

Türkiye'de ikamet etmeyenlere döviz karşılığı yapılan teslimlerde ihracat istisnası uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, 61 Seri No.lu Katma Değer Vergisi (KDV) Genel Tebliğinde düzenlenmiştir.
Katma Değer Vergisi Kanununun 11/2 nci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 61 Seri No.lu KDV Genel Tebliği kapsamında Türkiye'de ikamet etmeyenlere döviz karşılığı yapılan satışlarda istisnanın, bu Tebliğde belirtilen koşulları taşıyan antrepolar aracılığıyla yurt dışına çıkarılacak mallar için de geçerli olması uygun görülmüş, uygulamanın usul ve esasları bu Tebliğde açıklanmıştır.

1. KAPSAM

Bu uygulama münhasıran 61 Seri No.lu KDV Genel Tebliği kapsamında, Türkiye'de ikamet etmeyenlere döviz karşılığı yapılan satışlar ile sınırlıdır. 61 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin bu Tebliğe aykırı olmayan hükümleri, bu Tebliğ kapsamındaki işlemler için de geçerlidir.
Öte yandan mükelleflerin bu antrepoları kullanmaksızın 61 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde belirlenen usul ve esaslara göre işlem yapmaları mümkün bulunmaktadır.

2. UYGULAMANIN USUL VE ESASLARI

2.1. Antrepo İşleticilerinde Aranılacak Şartlar

Bu Tebliğ kapsamında işlem yapacak antrepo işleticilerinin, gümrük mevzuatına göre kurulmuş A tipi antrepo niteliğinde olması ve bağlı oldukları Vergi Dairesi Başkanlığından/Defterdarlıktan Türkiye'de ikamet etmeyenlere döviz karşılığında satışı yapılan eşyanın yurt dışı edilmesine aracılık etme yetkisine sahip olduğuna dair yazı alması gerekmektedir.
Bu niteliğe sahip antrepoların yukarıda belirtilen izin yazısını alabilmeleri için ayrıca;
a) Anonim şirket statüsünde kurulmuş ve öz sermaye toplamının en az 10.000.000. (on milyon) YTL olması ve başvuru tarihi itibariyle kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine vadesi geçtiği halde ödenmemiş borcu bulunmaması,
b) Sermayesinin asgari %51'inin, başvuru tarihinden önceki en az son 3 takvim yılının tamamını kapsayacak şekilde faaliyette bulunan Dış Ticaret Sermaye Şirketi (DTSŞ) statüsüne sahip bir şirkete ait olması (DTSŞ statüsündeki ortak için; başvuru tarihi itibariyle kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine vadesi geçtiği halde ödenmemiş borcu bulunmaması şartı ayrıca aranacaktır),
c) Bağlı olduğu vergi dairesine 500.000. (beş yüz bin) YTL karşılığı olarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 10 uncu maddesinde (5 numaralı bent hariç) sayılan teminatlardan herhangi birinin verilmiş olması,
şartlarını yerine getirmeleri gerekmektedir.

2.2. Başvuru

Bu Tebliğ kapsamında işlem yapmak isteyen antrepo işleticileri, yukarıdaki koşulları taşıdıklarına dair belgeler, bu Tebliğ ekinde yer alan taahhütname (Ek:1) ve bir dilekçe ile birlikte bağlı oldukları Vergi Dairesi Başkanlığına/Defterdarlığa başvuracaklardır.

2.3. İzin Verilmesi / İptal Edilmesi

İzin talebinde bulunanlar hakkında, yukarıda belirtilen şartları taşıyıp taşımadığı, antreponun fiziki yapısının uygun olup olmadığı ve gerekli görülen diğer hususlarda Vergi Dairesi Başkanlığı/Defterdarlık tarafından bir değerlendirme yapılacaktır. Bu değerlendirme sonucunda yetki verilmesi uygun bulunanlara, Vergi Dairesi Başkanlığı/Defterdarlık tarafından "104 Seri No.lu KDV Genel Tebliği kapsamında işlem yapabilir" ibaresinin de yer aldığı bir yazı verilecektir.
İzin yazısı verilen antrepo işleticisinin bu Tebliğin (A/2.1) bölümünde belirtilen şartları kaybettiğinin anlaşılması halinde, Vergi Dairesi Başkanlığınca/Defterdarlıkça işlem yapma izni durdurulacaktır. İşletici, aranan şartları tekrar kazandığını belgelediği takdirde iznin devamı sağlanacaktır.
İzin verilen antrepo işleticisi, Bakanlığımızca belirlenen usul ve esaslara aykırı faaliyette bulunduğunun tespiti halinde vergi incelemesine sevk edilecektir. Yapılacak inceleme sonucunda vergi ziyaına sebebiyet verdiğinin tespit edilmesi halinde, raporda öngörülen vergi, gecikme faizi/zammı ve cezaların tamamını ödemeyen işleticilerin faaliyetleri, vade tarihinden itibaren, ödemeler tamamlanıncaya kadar durdurulacaktır. Ödemeler tamamlandıktan sonra Vergi Dairesi Başkanlığı/ Defterdarlık tarafından yeniden genel bir değerlendirme yapılacak, bu değerlendirme sonunda durumu uygun bulunanlara Tebliğ kapsamında işleme devam etmeleri konusunda izin verilebilecektir
Vergi inceleme raporunda, Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinde sayılan suçları işlediği konusunda tespit yer alan antrepo işleticilerinin izinleri iptal edilecektir. Raporda öngörülen suçların nihai yargı kararı ile kaldırılması halinde, işleticinin başvurusu üzerine Vergi Dairesi Başkanlığı/ Defterdarlık tarafından yapılacak değerlendirme sonucunda durumu uygun bulunanlara yeniden izin verilebilecektir.

2.4. Gümrük Antreposu İşleticisinin Yükümlülükleri

Antrepo işleticileri 4458 sayılı Gümrük Kanunu, ilgili yönetmelikler ve gümrük işlemlerine ilişkin yürürlükte bulunan usul ve esasların yanı sıra, aşağıda belirtilen esaslara da uymak zorundadırlar.
a) Faaliyetlerin yürütülmesi için gerekli olan araç- gereç, demirbaşlar v.b. hariç olmak üzere, antrepoya ihracat dışındaki amaçlarla eşya konulamaz.
b) Antrepoya konulan eşya işleme tabi tutulamaz, kullanılamaz, tüketilemez ve yurt içine satılamaz.
c) İşleticiler tarafından ay içinde antrepoya giren-çıkan ve stoklarında bulunan eşya miktarını içerecek şekilde "Antrepo Stok Defteri" tutulması zorunludur.
Ayrıca işleticilerin, kişisel şifre ve kullanıcı kodu ile Gelir İdaresi Başkanlığının www.gib.gov.tr web adresinde hizmet veren İnternet Vergi Dairesi/Kurumlar-Gelir Vergi Dairesi sayfasına girerek bu Tebliğ ekinde yer alan (Ek:2) bildirim formunu aylık bazda doldurup onaylamak suretiyle, takip eden ayın 20. günü akşamına kadar Gelir İdaresi Başkanlığına elektronik ortamda göndermeleri zorunludur. İşleticilerce gönderilen bildirimlerin içeriğinde düzeltme yapılmak istenmesi halinde, aynı döneme ait düzeltilen bildirimler yeniden onaylanarak gönderilebilecektir.
İşleticilerin kişisel şifre ve kullanıcı kodu alabilmesi için "İnternet Hizmetleri Kullanım Başvuru Formu"nu doldurarak, KDV yönünden bağlı oldukları vergi dairesine vermeleri gerekmektedir. Bu başvuru üzerine işleticilere kişisel şifre ve kullanıcı kodu verilecektir. İnternet hizmetleri kullanım başvuru formu, Gelir İdaresi Başkanlığının www.gib.gov.tr adresinde hizmet veren İnternet Vergi Dairesi/Kurumlar-Gelir Vergi Dairesi sayfasından döküm alınarak temin edilebilecektir.
d) Antrepo işleticileri, kullanacakları defter ve belgeler ile ilgili olarak Vergi Usul Kanununun muhafaza ve ibraz hükümlerine uymak zorundadırlar.
e) Antrepo işleticileri yıllık faaliyetlerine ilişkin olarak, yeminli mali müşavirlerce onaylı "Antrepo Faaliyet Raporu" düzenlettirerek her yılın Nisan ayı sonuna kadar bağlı oldukları vergi dairesine teslim etmek zorundadır. Bu süre içinde raporu teslim etmeyen işleticiler Vergi Dairesi Başkanlığı/Defterdarlık tarafından vergi incelemesine sevk edilecek, bu tarihten sonra verilecek yeminli mali müşavir raporları işleme konulmayacaktır. Yapılacak inceleme sonucunda düzenlenecek vergi inceleme raporunda usulsüz işlem yapıldığının belirtilmesi halinde, durumları bu Tebliğin (A/2.3) bölümünde yer alan açıklamalara göre değerlendirilecektir.

2.5. Diğer Usul ve Esaslar

Türkiye'de ikamet etmeyenlere döviz karşılığı yapılan satışlarda, satışı yapılan malın antrepoya konulmak suretiyle yurt dışı edilmek istenilmesi halinde, söz konusu malın, bu Tebliğ hükümleri uyarınca işletme izni verilen antrepolara konulması, çıkarılması, yurt dışı edilmesi ve KDV istisnasının uygulanmasına ilişkin işlemler aşağıda belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yürütülecektir.
a) Yurt dışı edilecek mal satıcı tarafından düzenlenen özel fatura ile birlikte antrepoya alınacaktır. Özel fatura 5 nüsha olarak düzenlenecek, bir nüshası satıcıda kalacak, bir nüshası alıcıya, üç nüshası da antrepo işleticisine verilecektir.
b) Antrepo işleticisi antrepoya alınan mala ilişkin olarak; satıcının ve alıcının kimlik bilgileri, malın cinsi, miktarı ve tutarı gibi özel faturada yer alan bilgileri antrepo stok defterine kaydedecektir.
c) Antrepoya alınan mal yurt dışı edilirken transit beyannamesi veya transit beyannamesi yerine geçen bir belge düzenlenecek; bu belgeye bir örneği bu Tebliğ ekinde yer alan (Ek:3) eşya listesi eklenecektir. Antrepo işleticisi tarafından bu listeye verilecek olan tarih ve sayı, ilgili transit beyannamesi veya yerine geçen belge üzerine de kaydedilecektir. Hazırlanan eşya listesi antrepoda görevli olan gümrük yetkilisi tarafından imzalanmak ve mühürlenmek suretiyle onaylanacaktır. Mal, transit beyannamesi veya yerine geçen belge ve onaylı liste ile birlikte çıkış gümrük idaresine sevk edilecektir. Antrepo işleticisi, transit beyannamesi veya yerine geçen belge ile eki eşya listesini Vergi Usul Kanununun muhafaza ve ibraz hükümlerine göre muhafaza edecektir.
d) Malın fiilen yurt dışı edilmesini takiben bu husus ilgili transit beyannamesi veya yerine geçen belge esas alınarak çıkış gümrük idaresi tarafından antreponun bağlı bulunduğu gümrük idaresine teyit edilecektir. Antrepoya alınan mala ilişkin özel faturalar, malın yurt dışı edildiğinin sınır gümrük idaresi tarafından teyit edilmesinden sonra, antrepoda görevli gümrük yetkilisi tarafından onaylanacaktır. Onaylanan özel faturalar üzerinde, özel fatura muhteviyatı malın yurt dışı edildiği transit beyannamesi veya yerine geçen belgenin tarih ve sayısı ile malın yurt dışı edildiği tarih yazılacaktır.
e) Onaylanan özel faturaların bir nüshası antreponun bağlı bulunduğu gümrük idaresinde kalacak, bir nüshası malın satıcısına iletilecek, kalan nüshası Vergi Usul Kanununun muhafaza ve ibraz hükümlerine göre antrepo işleticisi tarafından muhafaza edilecektir.
f) Satıcılar istisna kapsamındaki teslimlerini aşağıdaki şekilde beyan edecektir.
Bir vergilendirme dönemi içinde Türkiye'de ikamet etmeyenlere özel fatura düzenlenerek yapılan teslimlerin toplam bedeli KDV beyannamesinin 24. satırına, bu teslim üzerinden hesaplanan toplam KDV tutarı ise 25. satırına yazılacaktır. İlgili dönemde farklı vergi oranlarına tabi malların istisna kapsamında teslim edilmesi halinde 25. satıra farklı vergi oranlarına göre hesaplanacak KDV toplamı yazılacaktır. Bu satışlara ait faturalardan, özel faturaları en geç beyanname verme süresinin son gününe kadar gümrükçe onaylanarak satıcılara intikal ettirilenlere ait hesaplanan KDV tutarları, bu süre içinde döviz alım belgesinin de temin edilmiş olması kaydıyla, aynı beyannamenin 36. satırında indirim konusu yapılacaktır. Bu döneme ilişkin beyannameye, transit beyannamesi veya yerine geçen belgenin antrepo işleticisi tarafından onaylanmış örneği, gümrükçe onaylanan özel faturaların tarih, sıra, seri numaraları ve tutarlarını ihtiva eden bir liste ile bu tutarlara ait döviz alım belgeleri eklenecektir.
Teslim konusu malın, özel faturanın düzenlendiği tarihi içine alan dönem beyannamesinin verilme süresi içinde yurt dışı edilememesi ve/veya döviz alım belgesinin temin edilememesi halinde, teslim bedeli üzerinden hesaplanan KDV tutarları 36. satırda indirim konusu yapılmayacaktır.
Malın teslim tarihini içine alan dönem beyannamesinin verildiği tarihten sonra, ancak özel faturanın düzenlendiği tarihten itibaren 3 ay içinde yurt dışına çıkarılması ve gümrükçe onaylanan özel faturanın çıkış tarihini izleyen 1 ay içinde satıcıya intikal ettirilmesi halinde aşağıdaki şekilde işlem yapılacaktır.
Bu sürelere bağlı kalmak şartıyla, gümrükçe onaylanan özel faturanın satıcıya intikal ettiği tarihi içine alan dönem beyannamesinde, özel faturanın düzenlendiği dönemde beyan edilen KDV tutarları indirim konusu yapılacaktır. Bu beyannameye özel fatura listesi, döviz alım belgesi ve transit beyannamesi veya yerine geçen belgenin antrepo işleticisi tarafından onaylanmış örneği eklenecektir.
Eşyanın teslim tarihini izleyen 3 ay içinde yurt dışı edilememesi ve/veya onaylı özel faturanın çıkış tarihini izleyen 1 ay içinde satıcıya intikal etmemesi halinde istisna kapsamında işlem yapılamayacaktır.
g) Türkiye'de ikamet etmeyenlere döviz karşılığı yapılan satışlarda iade talebi yukarıda açıklandığı şekilde, malın yurt dışı edildiği, onaylı özel fatura ve döviz alım belgesinin temin edildiği ve 25. satırda beyan edilen KDV tutarının 36. satırda indirim konusu yapıldığı dönem beyannamesinde yapılacaktır. Bu beyannamede iade tutarları Tablo 9'da iki satır açılmak suretiyle beyan edilecektir.
Buna göre, beyannamede teslim bedeli üzerinden hesaplanan KDV yukarıda açıklandığı şekilde 36. satırda indirim konusu yapılacak, ayrıca Tablo 9'a 407 kodlu satır açılarak "İadeye Konu Olan KDV" satırına aynı miktar yazılacaktır.
Bu teslimlerin bünyesine giren vergiler ise aynı tablonun 403 kodlu satırında beyan edilecektir.
Bu beyanlar sonunda ortaya çıkacak iade talepleri aşağıdaki belgelerin eklendiği bir dilekçe ile yapılacaktır.
-İadenin talep edildiği döneme ilişkin indirilecek KDV listesi,
-İhraç edilen malın bünyesine giren vergi miktarına ilişkin hesaplamaları gösterir tablo.
Vergi daireleri, bu belgelerle birlikte ilgili dönem beyannamesi ekinde verilmesi gereken belgeleri de dikkate almak suretiyle, iade ve mahsup taleplerini, 84 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde açıklanan usul ve esaslar çerçevesinde yerine getirecektir.

3. SORUMLULUK

Antrepoya alınan malların, bir işleme tabi tutulmadan oldukları gibi gümrük mevzuatına uygun olarak yurt dışı edilmesi gerekmektedir. Malın antrepoya alınmasından itibaren, bu eşya ile ilgili olarak antrepo işleticisinin fiilleri nedeniyle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi halinde, ziyaa uğratılan vergi, buna ilişkin olarak kesilecek ceza ve hesaplanacak gecikme faizinin/zammının ödenmesinden satıcılarla birlikte antrepo işleticisi de müteselsilen sorumlu olacaktır.
Satıcıların ve antrepo işleticilerinin bu Tebliğde belirtilen usul ve esaslara uymamaları halinde, adlarına 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesi gereğince özel usulsüzlük cezası uygulanacaktır.

B. 84 SERİ NO.LU KDV GENEL TEBLİĞİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİK

84 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (I/1.1.3. iv) bölümünün ikinci paragrafının girişinde yer alan "ihracatın gerçekleştiği" ibaresi, "iadenin talep edildiği" şeklinde değiştirilmiştir.
Bu değişiklik, 2006/Aralık ve sonraki dönemler için verilecek KDV beyannamelerinde yer alacak iade talepleri için geçerli olacaktır.

EK 1 : 104 Seri No.Lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinde Açıklanan Usul Ve Esaslara Göre Faaliyette Bulunacak Antrepo İşleticileri Tarafından VerilecekTaahhütname
EK 2 : Antrepo Aracılığıyla Yurt Dışı Edilen Eşyaya İlişkinBildirimFormu
EK 3 : 104 Seri No.Lu Kdv Genel Tebliği Kapsamında Yurt Dışı Edilen Eşya Listesi



ADNAN UYAR
VERGİ DENETMENİ

30 Haziran 2010 Çarşamba

GÜMRÜK İDARELERİNCE ALINAN KATMA DEĞER VERGİSİNE İLİŞKİN HÜKÜMLER


GÜMRÜK İDARELERİNCE ALINAN KATMA DEĞER VERGİSİNE İLİŞKİN HÜKÜMLER


1. GİRİŞ :

İthalat istisnası dışında kalan her türlü
Mal veya Hizmet ithalatı katma değer vergisine tabidir.

Yazımızda Gümrük İdarelerince Alınan Katma Değer Vergisine İlişkin Hükümlere yer verilecektir.

2. Gümrük Makbuzu

İthal sırasında alınan Katma Değer Vergisi gümrük makbuzunda ayrıca gösterilir.

3. Düzeltme İşlemleri

Bu kanuna göre vergisi ödenmeden veya eksik ödenerek yurda sokulan eşyaların hiç alınmamış veya eksik alınmış Katma Değer Vergileri hakkında Gümrük Kanunundaki esaslara göre işlem yapılır. (5228 sayılı Kanunun 18 inci maddesiyle eklenen cümle. Yürürlük: 1.1.2004 tarihinden geçerli olmak üzere 31.07.2004) Ancak, indirim hakkı tanınan işlemlere konu eşyanın serbest dolaşıma girdiği tarihin içinde bulunduğu veya sonraki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak vergi dairesine verilen beyannamelere göre ödenen katma değer vergisi (sorumlu sıfatıyla ödenenler hariç), ithalde hiç ödenmemesi veya eksik ödenmesi nedeniyle tahsili gereken katma değer vergisinden düşülür.

4. Teminatlı işlemler

Gümrük Kanunu ile diğer kanunlar gereğince gümrük vergisi teminata bağlanarak işlem gören her türlü madde ve kıymetlere ait Katma Değer Vergisi de aynı usule tabi tutulur.
(4369 sayılı Kanunun 82'nci maddesiyle 2'nci fıkra yürürlükten kaldırılmıştır. Yürürlük; 1.8.1998)(61)
(4503 sayılı Kanunun 2'nci maddesiyle eklenen fıkra Yürürlük; 5.2.2000) İhraç edilecek ürünlerin imalinde kullanılacak maddelerin ithalinde ödenmesi gereken katma değer vergisini teminata bağlatmak suretiyle işlem yaptırmaya, teminata tabi işlemleri tespit etmeye, teminatın türü, şekli ve miktarı ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.

(61) (Değişmeden önceki şekli) (3986 sayılı Kanunun 14'üncü maddesiyle eklenen fıkra Yürürlük; 7.5.1994) Kalkınma planları ve yıllık programlarda belirtilenlerden, Maliye Bakanlığı ile Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından müştereken belirlenen sektörlere ait olup Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından verilen teşvik belgelerinde gösterilen yatırım mallarının ithalinde ödenmesi gereken katma değer vergisi, bu verginin fiilen indirilmesinin mümkün olacağı tarihe kadar ertelenir. Bu ertelemede 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun süre ve tecil faizi ile ilgili hükümleri uygulanmaz. ?u kadar ki yatırımın teşvik belgesinde öngörüldüğü şekilde gerçekleşmemesi halinde ertelenen vergi, tahakkuk ettiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine göre tespit olunan ilgili yıllar için geçerli tecil faizleri % 50 zamlı uygulanmak suretiyle tahsil edilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez.

5.Muhatap

1. Gümrükte tarhedilen Katma Değer Vergisi, tarh sırasında hazır bulunan mükellefe, kanunî temsilcisine, adına hareket eden komisyoncusu ile gümrük veya geçiş işlemine muhatap olanlara tebliğ edilir.
2. Bu tebliğ üzerine açılacak davalar için Gümrük Vergisinin tabi olduğu usul ve esaslar uygulanır.

6.Matrah Farklarına Uygulanacak İşlemler

Mükelleflerin ithalde beyan ettikleri matrahla tahakkuk veya inceleme yapanların veyahut teftişe yetkili kılınanların buldukları matrahlar üzerinden hesaplanan vergi farkları hakkında Gümrük Kanunu uyarınca Gümrük Vergisindeki esaslar dairesinde ceza uygulanır

7.Maktu Vergi

Gümrük Vergisinin maktuen alındığı hallerde, tek ve maktu tarife, ithalde alınacak Katma Değer Vergisi de dahil edilmek suretiyle tespit olunur


ADNAN UYAR
VERGİ DENETMENİ

29 Haziran 2010 Salı

TARHİYAT SONRASI UZLAŞMANIN KONUSU KAPSAMI KOMİSYONLAR VE ŞEKLİ




TARHIYAT SONRASI UZLAŞMANIN KONUSU KAPSAMI KOMİSYONLAR VE ŞEKLİ


1. GİRİŞ :

Çoğu mükellef tarhiyat sonrası uzlaşmayı bilmez. Hâlbuki var. Bilinen tarhiyat öncesi uzlaşmadır. Yazımızda tarhiyat sonrası uzlaşma hükümlerine yer verilmiştir.

2. TARHIYAT SONRASI UZLAŞMANIN KONUSU KAPSAMI KOMİSYONLAR VE ŞEKLİ

(4369 sayılı Kanunun 18 nci maddesiyle değişen madde Yürürlük: 1.1.1999) (4444 sayılı Kanunun 7'inci maddesiyle değişen ibare. Yürürlük; 14.8.1999) Mükellef tarafından, ikmalen, re'sen veya idarece tarh edilen vergilerle bunlara ilişkin vergi ziyaı cezalarının (5736 sayılı kanunun 6 ncı maddesiyle değişen ibare)( 359 uncu maddede yazılı fiillerle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi halinde tarh edilen vergi ve kesilen ceza ile bu fiillere iştirak edenlere kesilen ceza hariç)(***) tahakkuk edecek miktarları konusunda(**) vergi ziyaına sebebiyet verilmesinin kanun hükümlerine yeterince nüfuz edememekten ya da 369 uncu maddede yazılı yanılmadan kaynaklandığının veya bu Kanunun 116, 117 ve 118 inci maddelerinde yazılı vergi hataları ile bunun dışında her türlü maddi hata bulunduğunun veya yargı kararları ile idarenin ihtilaf konusu olayda görüş farklılığının olduğunun ileri sürülmesi durumunda, idare bu bölümde yer alan hükümler çerçevesinde mükellefler ile uzlaşabilir. Uzlaşma konusu verginin matrah farkları itibariyle bölünebildiği durumlarda uzlaşma sadece toplam matrah farkının bu bölümüne isabet eden vergi kısmı için de yapılabilir. Uzlaşma talebi vergi ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde yapılır. Uzlaşmanın vaki olmaması veya temin edilememesi halinde yeniden uzlaşma talebinde bulunulamaz. Uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağa idarenin nihai teklifi yazılır. Mükellef dava açma süresinin sonuna kadar teklif edilen vergi ve cezayı kabul ettiğini yazılı olarak bildirirse bu takdirde uzlaşma sağlanmış sayılır. Mükellef, uzlaşma görüşmelerinde, bağlı olduğu meslek odasından bir temsilci ve 3568 sayılı Kanuna göre kurulan meslek odasından bir meslek mensubu bulundurabilir.
Sürekli, geçici ve merkezi uzlaşma komisyonlarının teşkili, uzlaşmaya müracaat etmeye yetkili olanların belirlenmesi, uzlaşmanın şekli, uzlaşmaya konu edilebilecek vergi, resim ve harçların belirlenmesi, uzlaşma komisyonlarının yetkileri, uzlaşmanın yapılmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir. İl özel idareleri ve belediyelere ait vergi, resim ve harçlar için bu yönetmelik İçişleri Bakanlığınca hazırlanır.(*)
(*)UzlaşmanınmevzuuEk Madde 1 _ (Değişmeden önceki şekli) (205 sayılı Kanunun 22'nci maddesiyle eklenen madde) (4008 sayılı Kanunun 22'nci maddesiyle değişen fıkra) İkmalen, re'sen veya idarece tarh edilen vergilerle bunlara ilişkin vergi cezalarının tahakkuk edecek miktarları mevzuunda; idare, bu bölümde yer alan hükümler dairesinde mükellefler veya cezaya muhatap olanlarla aşağıda yazılı hususlarda uzlaşabilir. Ancak, kaçakçılık suçu cezası kesilen tarhiyata ilişkin vergi ve ceza uzlaşma mevzuu yapılamaz.1. Tarhiyatta, bu kanunun 116, 117 ve 118'inci maddelerinde yazılı vergi hataları ile bunun dışında her türlü maddi hata bulunması,2. Tarhiyatta, bu kanunun 369'uncu maddesinde yazılı şekillerde yanılma halinin mevcut olduğunun mükellef veya ceza muhatabı tarafından iddia edilmesi,3. Vergi ziyaına sebebiyet verilmesinin veya usulsüzlük fiilinin işlenmesinin; mükellef veya ceza muhatabı tarafından, kanun hükümlerine gereği kadar nüfuz edememekten ileri geldiğinin iddia olunması,3. Vergi ziyaına sebebiyet verilmesinin veya usulsüzlük fiilinin işlenmesinin; mükellef veya ceza muhatabı tarafından, kanun hükümlerine gereği kadar nüfuz edememekten ileri geldiğinin iddia olunması,4. Müphem, yoruma mütehammil bulunan hususlarda mükelleflerin ve cezaya muhatap olanların yanılmış bulunmaları,5. (2686 sayılı Kanunun 44'üncü maddesiyle değişen bent) Tarhiyatı veya ceza kesmeyi gerektiren sebeplerin; vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ile Danıştay veya Maliye Bakanlığı tarafından, mümasil hadiselerde başka yönden mütalaa edilmiş bulunması,6. (485 sayılı Kanunun 11'inci maddesiyle eklenen bent) Gelir Vergisi Kanununda yer alan ortalama kar haddi ve gider esası hükümlerine göre vergi tarh olunmuşsa.(**) (Değişmeden önceki şekli) Mükellef tarafından, ikmalen, re'sen veya idarece yapılacak tarhiyatta,
(***) (Değişmeden önceki şekli) (344 üncü maddenin üçüncü fıkrası uyarınca vergi ziyaı cezası kesilen tarhiyata ilişkin vergi ve ceza hariç)


ADNAN UYAR
VERGİ DENETMENİ

28 Haziran 2010 Pazartesi

ÖZEL ÖDEME ZAMANLARI

ÖZEL ÖDEME ZAMANLARI


1. GİRİŞ :


Özel ödeme zamanlarını altı başlık halinde toplayabiliriz . Bunlar sırasıyla ;

İkmalen re sen veya idarece tarh olunan vegilerde durum

Memleketi terk ve ölüm gibi mükellefiyetin kalkması mucip hallerde durum

Vergi mahkemesinde dava açılması ve uzlaşma halinde durum

Fazla veya yersiz olarak tahsil edilen veya vergi kanunları uyarınca iadesi gereken vergilerde durum

İhtirazi kayıtla beyan edilip ödendikten sonra yargı kararına göre iade edilip yine yargı kararı uyarınca tahsili gereken vergilerde durum dur


2. İKMALEN RE SEN VEYA İDARECE TARH OLUNAN VEGİLERDE DURUM

(3239 sayılı Kanunun 8'inci maddesiyle değişen madde ) İkmalen, re'sen veya idarece tarh olunan vergiler taksit zamanlarından evvel tahakkuk etmişse taksit süreleri içinde; taksit süreleri kısmen veya tamamen geçtikten sonra tahakkuk etmişse; geçmiş taksitler, tahakkuk tarihinden başlayarak bir ay içinde ödenir.

3 . MEMLEKETİ TERK VE ÖLÜM GİBİ MÜKELLEFİYETİN KALKMASI MUCİP HALLERDE DURUM
Memleketi terk ve ölüm gibi mükellefiyetin kalkmasını mucip haller dolayısıyla beyan üzerine tarh olunan vergiler, beyanname verme süreleri içinde ödenir.
Mükellefin, vadeleri mezkûr süreden sonra gelen vergileri de aynı süre içinde alınır.
Memleketi terk edenlerin, ölenlerin veya benzeri haller dolayısıyla mükellefiyetleri kalkanların ikmalen, re'sen veya idarece tarh olunan vergileri tahakkuk tarihinden başlıyarak bir ay içinde ödenir.
Bu fıkrada yazılı tahsil süreleri Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun mucibince teminat gösterildiği takdirde, Vergi Kanunu ile belli taksit zamanına kadar ve taksit zamanı geçmiş ise üç ay uzatılır.
4 . VERGİ MAHKEMESİNDE DAVA AÇILMASI VE UZLAŞMA HALİNDE DURUM
Vergi mahkemesinde dava açma dolayısıyla (4444 sayılı Kanunun 13/C-2 maddesiyle değişen ibare)2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27 nci maddesinin 3 numaralı fıkrası(*) gereğince tahsili durdurulan vergilerden taksit süreleri geçmiş olanlar, vergi mahkemesi kararına göre hesaplanan vergiye ait ihbarnamenin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Ayrıca ikmalen, re'sen veya idarece yapılan tarhiyatlarda:
a) Dava konusu yapılmaksızın kesinleşen vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, son yapılan tarhiyatın tahakkuk tarihine kadar;
b) Dava konusu yapılan vergilerin ödeme yapılmamış kısmına, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, yargı organı kararının tebliğ tarihine kadar;
Geçen süreler için 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanır. Gecikme faizi de aynı süre içinde ödenir. Gecikme faizinin hesaplanmasında ay kesirleri nazara alınmaz.
Uzlaşılan vergilerde gecikme faizi; uzlaşılan vergi miktarına, (a) fıkrasında belirtilen tarihten itibaren uzlaşma tutanağının imzalandığı tarihe kadar geçen süre için uygulanır.
Dava açılması nedeniyle tahsili duran vergi ve cezalar mükellefler tarafından istenildiği takdirde davanın devamı sırasında da kısmen veya tamamen ödenebilir.
5 . FAZLA VEYA YERSİZ OLARAK TAHSİL EDİLEN VEYA VERGİ KANUNLARI UYARINCA İADESİ GEREKEN VERGİLERDE DURUM
(4369 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle eklenen bent Yürürlük: 1.1.1999) Fazla veya yersiz olarak tahsil edilen veya vergi kanunları uyarınca iadesi gereken vergilerin, ilgili mevzuatı gereğince mükellef tarafından tamamlanması gereken bilgi ve belgelerin tamamlandığı tarihi takip eden üç ay içinde iade edilmemesi halinde, bu tutarlara üç aylık sürenin sonundan itibaren düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faiz, 120 nci madde hükümlerine göre red ve iadesi gereken vergi ile birlikte mükellefe ödenir.
6 . İHTİRAZİ KAYITLA BEYAN EDİLİP ÖDENDİKTEN SONRA YARGI KARARINA GÖRE İADE EDİLİP YİNE YARGI KARARI UYARINCA TAHSİLİ GEREKEN VERGİLERDE DURUM
(4731 sayılı Kanunun 4/C maddesiyle eklenen fıkra ) İhtirazi kayıtla beyan edilip ödendikten sonra yargı kararına göre iade edilip yine yargı kararı uyarınca tahsili gereken vergilere, iade tarihinden yargı kararının vergi dairesine tebliği tarihine kadar geçen süre için bu maddede yer alan esaslar dahilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında gecikme faizi hesaplanır.
(*) (4444 sayılı Kanunun 13/C-2 maddesiyle değişmeden önceki ibare)2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27 nci maddesinin 8 numaralı bendi

ADNAN UYAR
VERGİ DENETMENİ

YURT DIŞINDA ÖDENEN VERGİLERİN VE YURT İÇİNDE KESİLEN VERGİLERİN MAHSUBU




YURT DIŞINDA ÖDENEN VERGİLERİN VE YURT İÇİNDE KESİLEN VERGİLERİN MAHSUBU

1. GİRİŞ :


Yurt içinde kesilen vergilerin mahsubu sadece tam mükellefiye tabi kurumları kapsar . Tam mükellef kurumlar belirli şartları yerine getirdiklerinde, yurt dışında ödedikleri vergileri yurt içinde ödeyecekleri kurumlar vergisinden mahsup edebilir.

Yurt içinde stopaj yolu ile ödenen vergiler , yurt içinde faaliyet gösteren ; tam ve dar mğkellefiyete tabi kurumların , yurt içinde ödeyecekleri kurumlar vergisine belirli şartlar dahilinde mahsup edilir .

Yazımızın konusunu , yurt dışında ödenen vergilerin mahsubu ile yurt içinde ödenen stopajların yine yurt içinde ödeyecekleri vergilere mahsubu oluşturmaktadır .


2. YURT DIŞINDA ÖDENEN VERGİLERİN MAHSUBU :


1) Yabancı ülkelerde elde edilerek Türkiye'de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazançlardan mahallinde ödenen kurumlar vergisi ve benzeri vergiler, Türkiye'de bu kazançlar üzerinden tarh olunan kurumlar vergisinden indirilebilir.
(2) Kanunun 7 nci maddesinin uygulandığı hallerde, yurt dışındaki iştirakin ödemiş olduğu gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergiler, kontrol edilen yabancı şirketin Türkiye'de vergilendirilecek kazancı üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebilir.
(3) Tam mükellef kurumların doğrudan veya dolaylı olarak sermayesi veya oy hakkının % 25'ine sahip olduğu yurt dışı iştiraklerinden elde ettikleri kâr payları üzerinden Türkiye'de ödenecek kurumlar vergisinden, iştiraklerin bulunduğu ülkelerdeki kâr payı dağıtımına kaynak oluşturan kazançlar üzerinden ödenen gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergilerin kâr payı tutarına isabet eden kısmı mahsup edilebilir. Kazanca ilave edilen kâr payı, bu kazançlar üzerinden yurt dışında ödenen gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergiler dahil edilmek suretiyle dikkate alınır.
(4) Yurt dışı kazançlar üzerinden Türkiye'de tarh olunacak vergilere mahsup edilebilecek tutar, hiç bir surette yurt dışında elde edilen kazançlara Kanunun 32 nci maddesinde belirtilen kurumlar vergisi oranının uygulanmasıyla bulunacak tutardan fazla olamaz. Bu sınır dahilinde, ilgili bulunduğu kazancın Türkiye'de genel sonuç hesaplarına intikal ettirildiği hesap döneminde tamamen veya kısmen indirilemeyen vergiler, bu dönemi izleyen üçüncü hesap dönemi sonuna kadar indirim konusu yapılabilir.
(5) Geçici vergilendirme dönemi içinde yurt dışından elde edilen gelirlerin bulunması halinde, bu gelirler üzerinden elde edildiği ülkelerde kesinti veya diğer şekillerde ödenen vergiler, o dönem için hesaplanan geçici vergi tutarından da mahsup edilebilir. İndirilecek tutar, yurt dışında elde edilen kazançlara Kanunun 32 nci maddesinde belirtilen geçici vergi oranının uygulanmasıyla bulunacak tutardan fazla olamaz.
(6) Yabancı ülkelerde vergi ödendiği, yetkili makamlardan alınarak mahallindeki Türk elçilik veya konsoloslukları, yoksa mahallinde Türk menfaatlerini koruyan ülkenin aynı nitelikteki temsilcileri tarafından tasdik olunan belgelerle tevsik olunmadıkça, yabancı ülkede ödenen vergiler Türkiye'de tarh olunan vergiden indirilemez.
(7) Kurumlar vergisinden indirim konusu yapılan vergilerin yabancı ülkelerde ödendiğini gösterir belgelerin, tarhiyat sırasında mükellef tarafından ibraz edilememesi halinde, yabancı ülkede ödenen veya ödenecek olan vergi, Kanunun 32 nci maddesindeki kurumlar vergisi oranını aşmamak şartıyla o ülkede geçerli olan oran üzerinden hesaplanır ve tarhiyatın bu suretle hesaplanan tutara isabet eden kısmı ertelenir. İbraz edilmesi gereken belgeler, tarh tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde ilgili vergi dairesine ibraz edildiği takdirde, bu belgelerde yazılı kesin tutara göre tarhiyat düzeltilir.
(8) Mücbir sebepler olmaksızın belgelerin bu süre zarfında ibraz edilmemesi veya bu belgelerin ibrazından sonra ertelenen vergi tutarından daha düşük bir mahsup hakkı olduğunun anlaşılması halinde, ertelenen vergiler için Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre gecikme zammı hesaplanır.
(9) Bu madde hükmünün uygulanmasında, yabancı para ile ödenen vergilere, bunların ilgili bulunduğu kazançların genel sonuç hesaplarına intikali esnasındaki kur uygulanır.


3. YURT İÇİNDE KESİLEN VERGİLERİN MAHSUBU :


(1) Beyannamede gösterilen kazançlardan, Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasına ve 30 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına göre kaynağında kesilmiş olan vergiler (hayat sigorta şirketlerinde matematik karşılıkların yatırıma yönlendirilmesinden elde edilen kazanç ve iratlar üzerinden yapılan kesintiler dahil), beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilir.
(2) Kanunun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre vergi kesintisi yapılan kurum kazancından kâr payı alan kurumlar, aldıkları kâr payının içerdiği kesintiyi mahsup edebilirler. Mahsup edilecek tutar, ele geçen net kâr payının geçerli kesinti oranı kullanılarak brütleştirilmesi suretiyle hesaplanır.
(3) Kontrol edilen yabancı kurumlara yapılan ödemeler üzerinden Kanunun 30 uncu maddesinin yedinci fıkrası uyarınca kesilen vergiler, bu şirketin Türkiye'deki beyannameye dahil edilen kurum kazancı üzerinden hesaplanacak kurumlar vergisinden mahsup edilebilir. Ancak mahsup edilecek vergi, kontrol edilen yabancı kurumun bu ödemelerden kaynaklanan kazancına isabet eden kurumlar vergisini aşamaz.
(4) Geçici vergilendirme dönemi içinde elde edilen gelirler üzerinden kesinti yoluyla ödenmiş vergilerin bulunması halinde bu vergiler, o dönem için hesaplanan geçici vergi tutarından da mahsup edilebilir. İlgili hesap dönemine ilişkin tahakkuk ettirilen geçici verginin sadece ödenen kısmı yıllık kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilir.
(5) Bu maddede belirtilen sınırlar dahilinde mahsup edilecek vergiler, beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden fazla olduğu takdirde, bu durum vergi dairesince mükellefe yazı ile bildirilir. Aradaki fark, mükellefin söz konusu yazıyı tebellüğ tarihinden itibaren bir yıl içinde başvurusu halinde kendisine iade olunur. Bir yıl içinde başvurmayan mükelleflerin bu farktan doğan alacakları düşer.
(6) Maliye Bakanlığı; iadeyi mahsuben veya nakden yaptırmaya, inceleme raporuna, yeminli malî müşavir raporuna veya teminata bağlamaya ve iade için aranılacak belgeleri belirlemeye yetkilidir. Bu yetki; kazanç türlerine, iade şekillerine, geliri elde edenin veya ödemeyi yapanın hukukî statüsüne göre ayrı ayrı kullanılabilir.
(7) Mahsuben iade işlemi, aranan tüm belgelerin tamamlanması şartıyla, yıllık kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarih itibarıyla yapılır. İkmalen veya re'sen yapılan tarhiyatlarda mahsup işlemi, mahsup talebine ilişkin dilekçe ve eklerinin eksiksiz olarak vergi dairesi kayıtlarına girdiği tarih esas alınarak yapılır. Aranan belgelerin tamamlanması aşamasında yapılan tahsilatlar yönünden düzeltme yapılmaz.
(8) Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen fon ve ortaklıklar, aynı bentte yer alan kazançların elde edilmesi sırasında, Kanunun 15 inci maddesi uyarınca kendilerinden kesilen vergileri, vergi kesintisi yapanlarca ilgili vergi dairesine ödenmiş olmak şartıyla, Kanunun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre kurum bünyesinde yapacakları vergi kesintisinden mahsup edebilirler. Mahsup edilemeyen kesinti tutarı mükellefin başvurusu halinde red ve iade edilir.
ADNAN UYAR
VERGİ DENETMENİ

TRANSFER FİYATLANDIRMASI YOLUYLA ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMI




TRANSFER FİYATLANDIRMASI YOLUYLA ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMI




1. GİRİŞ :



Bilindiği üzere Yeni kurumlar vergisi kanunumuza göre de mükellefler tam ve dar olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Tam mükelleflerin kanuni veya iş merkezlerinden birisi yurt dışındadır. Dar mükelleflerin hem kanuni merkezi hem de iş merkezi yurt dışındadır. Tam mükellefler gerek yurt içi gerekse yurt dışı kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilirler. Dar mükellefler ise sadece yurt içi kazanç ve iratları üzerinden vergilendirilirler.

Gelelim transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımına bu konu hem tam mükellefleri hem de dar mükellefleri kapsar .

Transfer fiyatlandırması yoluyla kazanç dağıtımı kanunen kabul edilmeyen gider kapsamındadır. Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımında da muhasebe kayıtları ve muhasebenin kaynağı olan fatura ve fatura yerine geçen vesikalar önemli rol oynar.

Yazımızda transfer fiyatlandırması yolu ile örtülü kazanç dağıtımı anlatılmaya çalışılacaktır .


2. KURUMLAR :

Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımının tanımında yer alan kurumlardan kastedilen: Yeni kurumlar Vergisi Kanunumuzda yer alan ve kurumlar vergimizin konusunu oluşturan

a) Sermaye şirketleri.
b) Kooperatifler.
c) İktisadî kamu kuruluşları.
ç) Dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmeler.
d) İş ortaklıklarındır .

3. İLGİLİ KİŞİLER :
Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımının tanımında yer alan ilgili kişilerden kastedilen: Kurumların kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları ifade eder. Ortakların eşleri, ortakların veya eşlerinin üstsoy ve altsoyu ile üçüncü derece dahil yansoy hısımları ve kayın hısımları da ilişkili kişi sayılır. Kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkânı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulunca ilan edilen ülkelerde veya bölgelerde bulunan kişilerle yapılmış tüm işlemler, ilişkili kişilerle yapılmış sayılır.
4. ALIM SATIM :
Alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilir.
5. EMSALLERE UYGUNLUK :
Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımının tanımında yer alan emsallere uygunluktan kastedilen: İlişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade eder. Emsallere uygunluk ilkesi doğrultusunda tespit edilen fiyat veya bedellere ilişkin hesaplamalara ait kayıt, cetvel ve belgelerin ispat edici kâğıtlar olarak saklanması zorunludur.
6. FİYAT VEYA BEDEL BELİRLEME YÖNTEMLERİ VE SONUÇLARI :

Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımının tanımına bakacak olursak: Kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunursa, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılır.
Bu bağlam da diyebilirinki kurumlar mal veya hizmet alım yada satımında , bedel veya fiyatı Maliye Bakanlığının belirlediği yöntemlere göre tespit etmek mecburiyetindedir . Bu yöntemlere göre tespit ederse mal veya hizmet alım yada satımında Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı oluşmaz.
Söz konusu bu yöntemleri sıralayacak olursak: Kurumlar, ilişkili kişilerle yaptığı işlemlerde uygulayacağı fiyat veya bedelleri, aşağıdaki yöntemlerden işlemin mahiyetine en uygun olanını kullanarak tespit eder:
a) Karşılaştırılabilir fiyat yöntemi: Bir mükellefin uygulayacağı emsallere uygun satış fiyatının, karşılaştırılabilir mal veya hizmet alım ya da satımında bulunan ve aralarında herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek veya tüzel kişilerin birbirleriyle yaptıkları işlemlerde uygulayacağı piyasa fiyatı ile karşılaştırılarak tespit edilmesini ifade eder.
b) Maliyet artı yöntemi: Emsallere uygun fiyatın, ilgili mal veya hizmet maliyetlerinin makul bir brüt kâr oranı kadar artırılması suretiyle hesaplanmasını ifade eder.
c) Yeniden satış fiyatı yöntemi: Emsallere uygun fiyatın, işlem konusu mal veya hizmetlerin aralarında herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek veya tüzel kişilere yeniden satılması halinde uygulanacak fiyattan, makul bir brüt satış kârı düşülerek hesaplanmasını ifade eder.
ç) Emsallere uygun fiyata yukarıdaki yöntemlerden herhangi birisi ile ulaşma olanağı yoksa mükellef, işlemlerin mahiyetine uygun olarak kendi belirleyeceği diğer yöntemleri kullanabilir.
İlişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanacak fiyat veya bedelin tespitine ilişkin yöntemler, mükellefin talebi üzerine Maliye Bakanlığı ile anlaşılarak belirlenebilir. Bu şekilde belirlenen yöntem, üç yılı aşmamak üzere anlaşmada tespit edilen süre ve şartlar dâhilinde kesinlik taşır. Yukarıda bahsedilen şartlara uyulmadan yapılan mal veya hizmet alım yada satımında; Kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat Tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılır ve Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarının uygulamasında, bu maddedeki şartların gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılır. Daha önce yapılan vergilendirme işlemleri, taraf olan mükellefler nezdinde buna göre düzeltilir. Şu kadar ki, bu düzeltmenin yapılması için örtülü kazanç dağıtan kurum adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması şarttır.

7. EMSALLERE UYGUNLUK İLKESİNE UYULMAMSI HALİ :
Yukarıda bahsedilen şartlara uyulmadan yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında (5766 Sayılı Kanunun 21. maddesi ile eklenen fıkra, Yürürlük; 2008 yılı kazançlarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde) Tam mükellef kurumlar ile yabancı kurumların Türkiye'deki işyeri veya daimi temsilcilerinin aralarında ilişkili kişi kapsamında gerçekleştirdikleri yurt içindeki işlemler nedeniyle kazancın örtülü olarak dağıtıldığının kabulü Hazine zararının doğması şartına bağlıdır. Hazine zararından kasıt, emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen fiyat ve bedeller nedeniyle kurum ve ilişkili kişiler adına tahakkuk ettirilmesi gereken her türlü vergi toplamının eksik veya geç tahakkuk ettirilmesini ifade eder.


ADNAN UYAR
VERGİ DENETMENİ