30 Haziran 2010 Çarşamba

GÜMRÜK İDARELERİNCE ALINAN KATMA DEĞER VERGİSİNE İLİŞKİN HÜKÜMLER


GÜMRÜK İDARELERİNCE ALINAN KATMA DEĞER VERGİSİNE İLİŞKİN HÜKÜMLER


1. GİRİŞ :

İthalat istisnası dışında kalan her türlü
Mal veya Hizmet ithalatı katma değer vergisine tabidir.

Yazımızda Gümrük İdarelerince Alınan Katma Değer Vergisine İlişkin Hükümlere yer verilecektir.

2. Gümrük Makbuzu

İthal sırasında alınan Katma Değer Vergisi gümrük makbuzunda ayrıca gösterilir.

3. Düzeltme İşlemleri

Bu kanuna göre vergisi ödenmeden veya eksik ödenerek yurda sokulan eşyaların hiç alınmamış veya eksik alınmış Katma Değer Vergileri hakkında Gümrük Kanunundaki esaslara göre işlem yapılır. (5228 sayılı Kanunun 18 inci maddesiyle eklenen cümle. Yürürlük: 1.1.2004 tarihinden geçerli olmak üzere 31.07.2004) Ancak, indirim hakkı tanınan işlemlere konu eşyanın serbest dolaşıma girdiği tarihin içinde bulunduğu veya sonraki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak vergi dairesine verilen beyannamelere göre ödenen katma değer vergisi (sorumlu sıfatıyla ödenenler hariç), ithalde hiç ödenmemesi veya eksik ödenmesi nedeniyle tahsili gereken katma değer vergisinden düşülür.

4. Teminatlı işlemler

Gümrük Kanunu ile diğer kanunlar gereğince gümrük vergisi teminata bağlanarak işlem gören her türlü madde ve kıymetlere ait Katma Değer Vergisi de aynı usule tabi tutulur.
(4369 sayılı Kanunun 82'nci maddesiyle 2'nci fıkra yürürlükten kaldırılmıştır. Yürürlük; 1.8.1998)(61)
(4503 sayılı Kanunun 2'nci maddesiyle eklenen fıkra Yürürlük; 5.2.2000) İhraç edilecek ürünlerin imalinde kullanılacak maddelerin ithalinde ödenmesi gereken katma değer vergisini teminata bağlatmak suretiyle işlem yaptırmaya, teminata tabi işlemleri tespit etmeye, teminatın türü, şekli ve miktarı ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.

(61) (Değişmeden önceki şekli) (3986 sayılı Kanunun 14'üncü maddesiyle eklenen fıkra Yürürlük; 7.5.1994) Kalkınma planları ve yıllık programlarda belirtilenlerden, Maliye Bakanlığı ile Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından müştereken belirlenen sektörlere ait olup Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından verilen teşvik belgelerinde gösterilen yatırım mallarının ithalinde ödenmesi gereken katma değer vergisi, bu verginin fiilen indirilmesinin mümkün olacağı tarihe kadar ertelenir. Bu ertelemede 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun süre ve tecil faizi ile ilgili hükümleri uygulanmaz. ?u kadar ki yatırımın teşvik belgesinde öngörüldüğü şekilde gerçekleşmemesi halinde ertelenen vergi, tahakkuk ettiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine göre tespit olunan ilgili yıllar için geçerli tecil faizleri % 50 zamlı uygulanmak suretiyle tahsil edilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez.

5.Muhatap

1. Gümrükte tarhedilen Katma Değer Vergisi, tarh sırasında hazır bulunan mükellefe, kanunî temsilcisine, adına hareket eden komisyoncusu ile gümrük veya geçiş işlemine muhatap olanlara tebliğ edilir.
2. Bu tebliğ üzerine açılacak davalar için Gümrük Vergisinin tabi olduğu usul ve esaslar uygulanır.

6.Matrah Farklarına Uygulanacak İşlemler

Mükelleflerin ithalde beyan ettikleri matrahla tahakkuk veya inceleme yapanların veyahut teftişe yetkili kılınanların buldukları matrahlar üzerinden hesaplanan vergi farkları hakkında Gümrük Kanunu uyarınca Gümrük Vergisindeki esaslar dairesinde ceza uygulanır

7.Maktu Vergi

Gümrük Vergisinin maktuen alındığı hallerde, tek ve maktu tarife, ithalde alınacak Katma Değer Vergisi de dahil edilmek suretiyle tespit olunur


ADNAN UYAR
VERGİ DENETMENİ

29 Haziran 2010 Salı

TARHİYAT SONRASI UZLAŞMANIN KONUSU KAPSAMI KOMİSYONLAR VE ŞEKLİ




TARHIYAT SONRASI UZLAŞMANIN KONUSU KAPSAMI KOMİSYONLAR VE ŞEKLİ


1. GİRİŞ :

Çoğu mükellef tarhiyat sonrası uzlaşmayı bilmez. Hâlbuki var. Bilinen tarhiyat öncesi uzlaşmadır. Yazımızda tarhiyat sonrası uzlaşma hükümlerine yer verilmiştir.

2. TARHIYAT SONRASI UZLAŞMANIN KONUSU KAPSAMI KOMİSYONLAR VE ŞEKLİ

(4369 sayılı Kanunun 18 nci maddesiyle değişen madde Yürürlük: 1.1.1999) (4444 sayılı Kanunun 7'inci maddesiyle değişen ibare. Yürürlük; 14.8.1999) Mükellef tarafından, ikmalen, re'sen veya idarece tarh edilen vergilerle bunlara ilişkin vergi ziyaı cezalarının (5736 sayılı kanunun 6 ncı maddesiyle değişen ibare)( 359 uncu maddede yazılı fiillerle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi halinde tarh edilen vergi ve kesilen ceza ile bu fiillere iştirak edenlere kesilen ceza hariç)(***) tahakkuk edecek miktarları konusunda(**) vergi ziyaına sebebiyet verilmesinin kanun hükümlerine yeterince nüfuz edememekten ya da 369 uncu maddede yazılı yanılmadan kaynaklandığının veya bu Kanunun 116, 117 ve 118 inci maddelerinde yazılı vergi hataları ile bunun dışında her türlü maddi hata bulunduğunun veya yargı kararları ile idarenin ihtilaf konusu olayda görüş farklılığının olduğunun ileri sürülmesi durumunda, idare bu bölümde yer alan hükümler çerçevesinde mükellefler ile uzlaşabilir. Uzlaşma konusu verginin matrah farkları itibariyle bölünebildiği durumlarda uzlaşma sadece toplam matrah farkının bu bölümüne isabet eden vergi kısmı için de yapılabilir. Uzlaşma talebi vergi ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde yapılır. Uzlaşmanın vaki olmaması veya temin edilememesi halinde yeniden uzlaşma talebinde bulunulamaz. Uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağa idarenin nihai teklifi yazılır. Mükellef dava açma süresinin sonuna kadar teklif edilen vergi ve cezayı kabul ettiğini yazılı olarak bildirirse bu takdirde uzlaşma sağlanmış sayılır. Mükellef, uzlaşma görüşmelerinde, bağlı olduğu meslek odasından bir temsilci ve 3568 sayılı Kanuna göre kurulan meslek odasından bir meslek mensubu bulundurabilir.
Sürekli, geçici ve merkezi uzlaşma komisyonlarının teşkili, uzlaşmaya müracaat etmeye yetkili olanların belirlenmesi, uzlaşmanın şekli, uzlaşmaya konu edilebilecek vergi, resim ve harçların belirlenmesi, uzlaşma komisyonlarının yetkileri, uzlaşmanın yapılmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir. İl özel idareleri ve belediyelere ait vergi, resim ve harçlar için bu yönetmelik İçişleri Bakanlığınca hazırlanır.(*)
(*)UzlaşmanınmevzuuEk Madde 1 _ (Değişmeden önceki şekli) (205 sayılı Kanunun 22'nci maddesiyle eklenen madde) (4008 sayılı Kanunun 22'nci maddesiyle değişen fıkra) İkmalen, re'sen veya idarece tarh edilen vergilerle bunlara ilişkin vergi cezalarının tahakkuk edecek miktarları mevzuunda; idare, bu bölümde yer alan hükümler dairesinde mükellefler veya cezaya muhatap olanlarla aşağıda yazılı hususlarda uzlaşabilir. Ancak, kaçakçılık suçu cezası kesilen tarhiyata ilişkin vergi ve ceza uzlaşma mevzuu yapılamaz.1. Tarhiyatta, bu kanunun 116, 117 ve 118'inci maddelerinde yazılı vergi hataları ile bunun dışında her türlü maddi hata bulunması,2. Tarhiyatta, bu kanunun 369'uncu maddesinde yazılı şekillerde yanılma halinin mevcut olduğunun mükellef veya ceza muhatabı tarafından iddia edilmesi,3. Vergi ziyaına sebebiyet verilmesinin veya usulsüzlük fiilinin işlenmesinin; mükellef veya ceza muhatabı tarafından, kanun hükümlerine gereği kadar nüfuz edememekten ileri geldiğinin iddia olunması,3. Vergi ziyaına sebebiyet verilmesinin veya usulsüzlük fiilinin işlenmesinin; mükellef veya ceza muhatabı tarafından, kanun hükümlerine gereği kadar nüfuz edememekten ileri geldiğinin iddia olunması,4. Müphem, yoruma mütehammil bulunan hususlarda mükelleflerin ve cezaya muhatap olanların yanılmış bulunmaları,5. (2686 sayılı Kanunun 44'üncü maddesiyle değişen bent) Tarhiyatı veya ceza kesmeyi gerektiren sebeplerin; vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ile Danıştay veya Maliye Bakanlığı tarafından, mümasil hadiselerde başka yönden mütalaa edilmiş bulunması,6. (485 sayılı Kanunun 11'inci maddesiyle eklenen bent) Gelir Vergisi Kanununda yer alan ortalama kar haddi ve gider esası hükümlerine göre vergi tarh olunmuşsa.(**) (Değişmeden önceki şekli) Mükellef tarafından, ikmalen, re'sen veya idarece yapılacak tarhiyatta,
(***) (Değişmeden önceki şekli) (344 üncü maddenin üçüncü fıkrası uyarınca vergi ziyaı cezası kesilen tarhiyata ilişkin vergi ve ceza hariç)


ADNAN UYAR
VERGİ DENETMENİ

28 Haziran 2010 Pazartesi

ÖZEL ÖDEME ZAMANLARI

ÖZEL ÖDEME ZAMANLARI


1. GİRİŞ :


Özel ödeme zamanlarını altı başlık halinde toplayabiliriz . Bunlar sırasıyla ;

İkmalen re sen veya idarece tarh olunan vegilerde durum

Memleketi terk ve ölüm gibi mükellefiyetin kalkması mucip hallerde durum

Vergi mahkemesinde dava açılması ve uzlaşma halinde durum

Fazla veya yersiz olarak tahsil edilen veya vergi kanunları uyarınca iadesi gereken vergilerde durum

İhtirazi kayıtla beyan edilip ödendikten sonra yargı kararına göre iade edilip yine yargı kararı uyarınca tahsili gereken vergilerde durum dur


2. İKMALEN RE SEN VEYA İDARECE TARH OLUNAN VEGİLERDE DURUM

(3239 sayılı Kanunun 8'inci maddesiyle değişen madde ) İkmalen, re'sen veya idarece tarh olunan vergiler taksit zamanlarından evvel tahakkuk etmişse taksit süreleri içinde; taksit süreleri kısmen veya tamamen geçtikten sonra tahakkuk etmişse; geçmiş taksitler, tahakkuk tarihinden başlayarak bir ay içinde ödenir.

3 . MEMLEKETİ TERK VE ÖLÜM GİBİ MÜKELLEFİYETİN KALKMASI MUCİP HALLERDE DURUM
Memleketi terk ve ölüm gibi mükellefiyetin kalkmasını mucip haller dolayısıyla beyan üzerine tarh olunan vergiler, beyanname verme süreleri içinde ödenir.
Mükellefin, vadeleri mezkûr süreden sonra gelen vergileri de aynı süre içinde alınır.
Memleketi terk edenlerin, ölenlerin veya benzeri haller dolayısıyla mükellefiyetleri kalkanların ikmalen, re'sen veya idarece tarh olunan vergileri tahakkuk tarihinden başlıyarak bir ay içinde ödenir.
Bu fıkrada yazılı tahsil süreleri Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun mucibince teminat gösterildiği takdirde, Vergi Kanunu ile belli taksit zamanına kadar ve taksit zamanı geçmiş ise üç ay uzatılır.
4 . VERGİ MAHKEMESİNDE DAVA AÇILMASI VE UZLAŞMA HALİNDE DURUM
Vergi mahkemesinde dava açma dolayısıyla (4444 sayılı Kanunun 13/C-2 maddesiyle değişen ibare)2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27 nci maddesinin 3 numaralı fıkrası(*) gereğince tahsili durdurulan vergilerden taksit süreleri geçmiş olanlar, vergi mahkemesi kararına göre hesaplanan vergiye ait ihbarnamenin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Ayrıca ikmalen, re'sen veya idarece yapılan tarhiyatlarda:
a) Dava konusu yapılmaksızın kesinleşen vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, son yapılan tarhiyatın tahakkuk tarihine kadar;
b) Dava konusu yapılan vergilerin ödeme yapılmamış kısmına, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, yargı organı kararının tebliğ tarihine kadar;
Geçen süreler için 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanır. Gecikme faizi de aynı süre içinde ödenir. Gecikme faizinin hesaplanmasında ay kesirleri nazara alınmaz.
Uzlaşılan vergilerde gecikme faizi; uzlaşılan vergi miktarına, (a) fıkrasında belirtilen tarihten itibaren uzlaşma tutanağının imzalandığı tarihe kadar geçen süre için uygulanır.
Dava açılması nedeniyle tahsili duran vergi ve cezalar mükellefler tarafından istenildiği takdirde davanın devamı sırasında da kısmen veya tamamen ödenebilir.
5 . FAZLA VEYA YERSİZ OLARAK TAHSİL EDİLEN VEYA VERGİ KANUNLARI UYARINCA İADESİ GEREKEN VERGİLERDE DURUM
(4369 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle eklenen bent Yürürlük: 1.1.1999) Fazla veya yersiz olarak tahsil edilen veya vergi kanunları uyarınca iadesi gereken vergilerin, ilgili mevzuatı gereğince mükellef tarafından tamamlanması gereken bilgi ve belgelerin tamamlandığı tarihi takip eden üç ay içinde iade edilmemesi halinde, bu tutarlara üç aylık sürenin sonundan itibaren düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faiz, 120 nci madde hükümlerine göre red ve iadesi gereken vergi ile birlikte mükellefe ödenir.
6 . İHTİRAZİ KAYITLA BEYAN EDİLİP ÖDENDİKTEN SONRA YARGI KARARINA GÖRE İADE EDİLİP YİNE YARGI KARARI UYARINCA TAHSİLİ GEREKEN VERGİLERDE DURUM
(4731 sayılı Kanunun 4/C maddesiyle eklenen fıkra ) İhtirazi kayıtla beyan edilip ödendikten sonra yargı kararına göre iade edilip yine yargı kararı uyarınca tahsili gereken vergilere, iade tarihinden yargı kararının vergi dairesine tebliği tarihine kadar geçen süre için bu maddede yer alan esaslar dahilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında gecikme faizi hesaplanır.
(*) (4444 sayılı Kanunun 13/C-2 maddesiyle değişmeden önceki ibare)2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27 nci maddesinin 8 numaralı bendi

ADNAN UYAR
VERGİ DENETMENİ

YURT DIŞINDA ÖDENEN VERGİLERİN VE YURT İÇİNDE KESİLEN VERGİLERİN MAHSUBU




YURT DIŞINDA ÖDENEN VERGİLERİN VE YURT İÇİNDE KESİLEN VERGİLERİN MAHSUBU

1. GİRİŞ :


Yurt içinde kesilen vergilerin mahsubu sadece tam mükellefiye tabi kurumları kapsar . Tam mükellef kurumlar belirli şartları yerine getirdiklerinde, yurt dışında ödedikleri vergileri yurt içinde ödeyecekleri kurumlar vergisinden mahsup edebilir.

Yurt içinde stopaj yolu ile ödenen vergiler , yurt içinde faaliyet gösteren ; tam ve dar mğkellefiyete tabi kurumların , yurt içinde ödeyecekleri kurumlar vergisine belirli şartlar dahilinde mahsup edilir .

Yazımızın konusunu , yurt dışında ödenen vergilerin mahsubu ile yurt içinde ödenen stopajların yine yurt içinde ödeyecekleri vergilere mahsubu oluşturmaktadır .


2. YURT DIŞINDA ÖDENEN VERGİLERİN MAHSUBU :


1) Yabancı ülkelerde elde edilerek Türkiye'de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazançlardan mahallinde ödenen kurumlar vergisi ve benzeri vergiler, Türkiye'de bu kazançlar üzerinden tarh olunan kurumlar vergisinden indirilebilir.
(2) Kanunun 7 nci maddesinin uygulandığı hallerde, yurt dışındaki iştirakin ödemiş olduğu gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergiler, kontrol edilen yabancı şirketin Türkiye'de vergilendirilecek kazancı üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebilir.
(3) Tam mükellef kurumların doğrudan veya dolaylı olarak sermayesi veya oy hakkının % 25'ine sahip olduğu yurt dışı iştiraklerinden elde ettikleri kâr payları üzerinden Türkiye'de ödenecek kurumlar vergisinden, iştiraklerin bulunduğu ülkelerdeki kâr payı dağıtımına kaynak oluşturan kazançlar üzerinden ödenen gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergilerin kâr payı tutarına isabet eden kısmı mahsup edilebilir. Kazanca ilave edilen kâr payı, bu kazançlar üzerinden yurt dışında ödenen gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergiler dahil edilmek suretiyle dikkate alınır.
(4) Yurt dışı kazançlar üzerinden Türkiye'de tarh olunacak vergilere mahsup edilebilecek tutar, hiç bir surette yurt dışında elde edilen kazançlara Kanunun 32 nci maddesinde belirtilen kurumlar vergisi oranının uygulanmasıyla bulunacak tutardan fazla olamaz. Bu sınır dahilinde, ilgili bulunduğu kazancın Türkiye'de genel sonuç hesaplarına intikal ettirildiği hesap döneminde tamamen veya kısmen indirilemeyen vergiler, bu dönemi izleyen üçüncü hesap dönemi sonuna kadar indirim konusu yapılabilir.
(5) Geçici vergilendirme dönemi içinde yurt dışından elde edilen gelirlerin bulunması halinde, bu gelirler üzerinden elde edildiği ülkelerde kesinti veya diğer şekillerde ödenen vergiler, o dönem için hesaplanan geçici vergi tutarından da mahsup edilebilir. İndirilecek tutar, yurt dışında elde edilen kazançlara Kanunun 32 nci maddesinde belirtilen geçici vergi oranının uygulanmasıyla bulunacak tutardan fazla olamaz.
(6) Yabancı ülkelerde vergi ödendiği, yetkili makamlardan alınarak mahallindeki Türk elçilik veya konsoloslukları, yoksa mahallinde Türk menfaatlerini koruyan ülkenin aynı nitelikteki temsilcileri tarafından tasdik olunan belgelerle tevsik olunmadıkça, yabancı ülkede ödenen vergiler Türkiye'de tarh olunan vergiden indirilemez.
(7) Kurumlar vergisinden indirim konusu yapılan vergilerin yabancı ülkelerde ödendiğini gösterir belgelerin, tarhiyat sırasında mükellef tarafından ibraz edilememesi halinde, yabancı ülkede ödenen veya ödenecek olan vergi, Kanunun 32 nci maddesindeki kurumlar vergisi oranını aşmamak şartıyla o ülkede geçerli olan oran üzerinden hesaplanır ve tarhiyatın bu suretle hesaplanan tutara isabet eden kısmı ertelenir. İbraz edilmesi gereken belgeler, tarh tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde ilgili vergi dairesine ibraz edildiği takdirde, bu belgelerde yazılı kesin tutara göre tarhiyat düzeltilir.
(8) Mücbir sebepler olmaksızın belgelerin bu süre zarfında ibraz edilmemesi veya bu belgelerin ibrazından sonra ertelenen vergi tutarından daha düşük bir mahsup hakkı olduğunun anlaşılması halinde, ertelenen vergiler için Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre gecikme zammı hesaplanır.
(9) Bu madde hükmünün uygulanmasında, yabancı para ile ödenen vergilere, bunların ilgili bulunduğu kazançların genel sonuç hesaplarına intikali esnasındaki kur uygulanır.


3. YURT İÇİNDE KESİLEN VERGİLERİN MAHSUBU :


(1) Beyannamede gösterilen kazançlardan, Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasına ve 30 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına göre kaynağında kesilmiş olan vergiler (hayat sigorta şirketlerinde matematik karşılıkların yatırıma yönlendirilmesinden elde edilen kazanç ve iratlar üzerinden yapılan kesintiler dahil), beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilir.
(2) Kanunun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre vergi kesintisi yapılan kurum kazancından kâr payı alan kurumlar, aldıkları kâr payının içerdiği kesintiyi mahsup edebilirler. Mahsup edilecek tutar, ele geçen net kâr payının geçerli kesinti oranı kullanılarak brütleştirilmesi suretiyle hesaplanır.
(3) Kontrol edilen yabancı kurumlara yapılan ödemeler üzerinden Kanunun 30 uncu maddesinin yedinci fıkrası uyarınca kesilen vergiler, bu şirketin Türkiye'deki beyannameye dahil edilen kurum kazancı üzerinden hesaplanacak kurumlar vergisinden mahsup edilebilir. Ancak mahsup edilecek vergi, kontrol edilen yabancı kurumun bu ödemelerden kaynaklanan kazancına isabet eden kurumlar vergisini aşamaz.
(4) Geçici vergilendirme dönemi içinde elde edilen gelirler üzerinden kesinti yoluyla ödenmiş vergilerin bulunması halinde bu vergiler, o dönem için hesaplanan geçici vergi tutarından da mahsup edilebilir. İlgili hesap dönemine ilişkin tahakkuk ettirilen geçici verginin sadece ödenen kısmı yıllık kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilir.
(5) Bu maddede belirtilen sınırlar dahilinde mahsup edilecek vergiler, beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden fazla olduğu takdirde, bu durum vergi dairesince mükellefe yazı ile bildirilir. Aradaki fark, mükellefin söz konusu yazıyı tebellüğ tarihinden itibaren bir yıl içinde başvurusu halinde kendisine iade olunur. Bir yıl içinde başvurmayan mükelleflerin bu farktan doğan alacakları düşer.
(6) Maliye Bakanlığı; iadeyi mahsuben veya nakden yaptırmaya, inceleme raporuna, yeminli malî müşavir raporuna veya teminata bağlamaya ve iade için aranılacak belgeleri belirlemeye yetkilidir. Bu yetki; kazanç türlerine, iade şekillerine, geliri elde edenin veya ödemeyi yapanın hukukî statüsüne göre ayrı ayrı kullanılabilir.
(7) Mahsuben iade işlemi, aranan tüm belgelerin tamamlanması şartıyla, yıllık kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarih itibarıyla yapılır. İkmalen veya re'sen yapılan tarhiyatlarda mahsup işlemi, mahsup talebine ilişkin dilekçe ve eklerinin eksiksiz olarak vergi dairesi kayıtlarına girdiği tarih esas alınarak yapılır. Aranan belgelerin tamamlanması aşamasında yapılan tahsilatlar yönünden düzeltme yapılmaz.
(8) Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen fon ve ortaklıklar, aynı bentte yer alan kazançların elde edilmesi sırasında, Kanunun 15 inci maddesi uyarınca kendilerinden kesilen vergileri, vergi kesintisi yapanlarca ilgili vergi dairesine ödenmiş olmak şartıyla, Kanunun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre kurum bünyesinde yapacakları vergi kesintisinden mahsup edebilirler. Mahsup edilemeyen kesinti tutarı mükellefin başvurusu halinde red ve iade edilir.
ADNAN UYAR
VERGİ DENETMENİ

TRANSFER FİYATLANDIRMASI YOLUYLA ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMI




TRANSFER FİYATLANDIRMASI YOLUYLA ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMI




1. GİRİŞ :



Bilindiği üzere Yeni kurumlar vergisi kanunumuza göre de mükellefler tam ve dar olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Tam mükelleflerin kanuni veya iş merkezlerinden birisi yurt dışındadır. Dar mükelleflerin hem kanuni merkezi hem de iş merkezi yurt dışındadır. Tam mükellefler gerek yurt içi gerekse yurt dışı kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilirler. Dar mükellefler ise sadece yurt içi kazanç ve iratları üzerinden vergilendirilirler.

Gelelim transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımına bu konu hem tam mükellefleri hem de dar mükellefleri kapsar .

Transfer fiyatlandırması yoluyla kazanç dağıtımı kanunen kabul edilmeyen gider kapsamındadır. Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımında da muhasebe kayıtları ve muhasebenin kaynağı olan fatura ve fatura yerine geçen vesikalar önemli rol oynar.

Yazımızda transfer fiyatlandırması yolu ile örtülü kazanç dağıtımı anlatılmaya çalışılacaktır .


2. KURUMLAR :

Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımının tanımında yer alan kurumlardan kastedilen: Yeni kurumlar Vergisi Kanunumuzda yer alan ve kurumlar vergimizin konusunu oluşturan

a) Sermaye şirketleri.
b) Kooperatifler.
c) İktisadî kamu kuruluşları.
ç) Dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmeler.
d) İş ortaklıklarındır .

3. İLGİLİ KİŞİLER :
Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımının tanımında yer alan ilgili kişilerden kastedilen: Kurumların kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları ifade eder. Ortakların eşleri, ortakların veya eşlerinin üstsoy ve altsoyu ile üçüncü derece dahil yansoy hısımları ve kayın hısımları da ilişkili kişi sayılır. Kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkânı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulunca ilan edilen ülkelerde veya bölgelerde bulunan kişilerle yapılmış tüm işlemler, ilişkili kişilerle yapılmış sayılır.
4. ALIM SATIM :
Alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilir.
5. EMSALLERE UYGUNLUK :
Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımının tanımında yer alan emsallere uygunluktan kastedilen: İlişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade eder. Emsallere uygunluk ilkesi doğrultusunda tespit edilen fiyat veya bedellere ilişkin hesaplamalara ait kayıt, cetvel ve belgelerin ispat edici kâğıtlar olarak saklanması zorunludur.
6. FİYAT VEYA BEDEL BELİRLEME YÖNTEMLERİ VE SONUÇLARI :

Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımının tanımına bakacak olursak: Kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunursa, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılır.
Bu bağlam da diyebilirinki kurumlar mal veya hizmet alım yada satımında , bedel veya fiyatı Maliye Bakanlığının belirlediği yöntemlere göre tespit etmek mecburiyetindedir . Bu yöntemlere göre tespit ederse mal veya hizmet alım yada satımında Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı oluşmaz.
Söz konusu bu yöntemleri sıralayacak olursak: Kurumlar, ilişkili kişilerle yaptığı işlemlerde uygulayacağı fiyat veya bedelleri, aşağıdaki yöntemlerden işlemin mahiyetine en uygun olanını kullanarak tespit eder:
a) Karşılaştırılabilir fiyat yöntemi: Bir mükellefin uygulayacağı emsallere uygun satış fiyatının, karşılaştırılabilir mal veya hizmet alım ya da satımında bulunan ve aralarında herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek veya tüzel kişilerin birbirleriyle yaptıkları işlemlerde uygulayacağı piyasa fiyatı ile karşılaştırılarak tespit edilmesini ifade eder.
b) Maliyet artı yöntemi: Emsallere uygun fiyatın, ilgili mal veya hizmet maliyetlerinin makul bir brüt kâr oranı kadar artırılması suretiyle hesaplanmasını ifade eder.
c) Yeniden satış fiyatı yöntemi: Emsallere uygun fiyatın, işlem konusu mal veya hizmetlerin aralarında herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek veya tüzel kişilere yeniden satılması halinde uygulanacak fiyattan, makul bir brüt satış kârı düşülerek hesaplanmasını ifade eder.
ç) Emsallere uygun fiyata yukarıdaki yöntemlerden herhangi birisi ile ulaşma olanağı yoksa mükellef, işlemlerin mahiyetine uygun olarak kendi belirleyeceği diğer yöntemleri kullanabilir.
İlişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanacak fiyat veya bedelin tespitine ilişkin yöntemler, mükellefin talebi üzerine Maliye Bakanlığı ile anlaşılarak belirlenebilir. Bu şekilde belirlenen yöntem, üç yılı aşmamak üzere anlaşmada tespit edilen süre ve şartlar dâhilinde kesinlik taşır. Yukarıda bahsedilen şartlara uyulmadan yapılan mal veya hizmet alım yada satımında; Kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat Tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılır ve Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarının uygulamasında, bu maddedeki şartların gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılır. Daha önce yapılan vergilendirme işlemleri, taraf olan mükellefler nezdinde buna göre düzeltilir. Şu kadar ki, bu düzeltmenin yapılması için örtülü kazanç dağıtan kurum adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması şarttır.

7. EMSALLERE UYGUNLUK İLKESİNE UYULMAMSI HALİ :
Yukarıda bahsedilen şartlara uyulmadan yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında (5766 Sayılı Kanunun 21. maddesi ile eklenen fıkra, Yürürlük; 2008 yılı kazançlarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde) Tam mükellef kurumlar ile yabancı kurumların Türkiye'deki işyeri veya daimi temsilcilerinin aralarında ilişkili kişi kapsamında gerçekleştirdikleri yurt içindeki işlemler nedeniyle kazancın örtülü olarak dağıtıldığının kabulü Hazine zararının doğması şartına bağlıdır. Hazine zararından kasıt, emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen fiyat ve bedeller nedeniyle kurum ve ilişkili kişiler adına tahakkuk ettirilmesi gereken her türlü vergi toplamının eksik veya geç tahakkuk ettirilmesini ifade eder.


ADNAN UYAR
VERGİ DENETMENİ

ARAÇLAR KIYMETLİ MADEN VE PETROL ARAMALARI İLEULUSAL GÜVENLİK HARCAMALARI VE YATIRIMLARDA İSTİSNA


ARAÇLAR KIYMETLİ MADEN VE PETROL ARAMALARI İLE ULUSAL GÜVENLİK HARCAMALARI VE YATIRIMLARDA İSTİSNA


1. GİRİŞ :
Bilindiği üzere kanun koyucu tüm eleştirilere rağmen , tüm vergi kanunlarında ,istisnalara yer vermektedir . Söz konusu bu istisnalara bakıldığında bizde ; kanun koyucular tarafında yer almaktayız .
Son derece yerinde ve isabetli gelir unsurları vergilerin dışında bırakılmaktadır . İstisnaları ekonomiye verilmiş sübvansiyonlarda diyebiliriz.
Bu yazımızda ; hem Katma Değer Vergisinin konusuna girmeyen hemde teslim ve hizmet ifalarında Katma Değer Vergisi yönünden vergiyi doğurmayan olaylar olan araçlar kıymetli maden ve petrol aramaları ile ulusal güvenlik harcamaları ve yatırımlarda istisna konu anlatılmaya çalışılacaktır .
2. DENİZ HAVA VE DEMİRYOLU TAŞIMA ARAÇLARINDA İSTİSNA :

(3174 sayılı Kanunun 1'inci maddesiyle değişen madde) Aşağıdaki teslim ve hizmetler vergiden müstesnadır.
(4108 sayılı Kanunun 33'üncü maddesiyle değişen bent Yürürlük; 2.6.1995) Faaliyetleri kısmen veya tamamen deniz, hava ve demiryolu taşıma araçlarının, yüzer tesis ve araçların kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olan mükelleflere bu amaçla yapılan deniz, hava ve demiryolu taşıma araçlarının, yüzer tesis ve araçlarının teslimleri, Yazımızın bu kısmını açıklayacak olursak deniz taşıma aracından ne anlaşılması gerekmektedir. Kanımızca yolcu ve yük taşıyan ve her türlü maksatlı her türlü gemiler bu kapsama girer . Peki yüzer tesis ve araçlardan ne anlı caz . Kanımızca kanun koyucu burada gemilerin yapım ve bakımında kullanılan , yüzer tesis ve araçları kastetmektedir .
Söz konusu bu araçların imal ve inşası ile ilgili olarak tersanelere ve fabrikalarında yapılan teslim ve hizmetler ile bunların yine tersanelerde ve fabrikalarında tadili, onarım ve bakımı şeklinde ortaya çıkan hizmetler, (2)
Burada açıklanması gereken hava taşıma araçlarından ne anlaşılacağıdır. Kanımızca kanun koyucu burada yolçu ve yük taşıyan uçak, helikopter, planör ve zeplini örnek olarak verebiliriz.
(5228 sayılı Kanunun 14 üncü maddesiyle yeniden düzenlenen bent. Yürürlük: 1.8.2004) Yine aynı şekilde Deniz ve hava taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetler, (3) Katma değer vergisinden istisnadır. Burada hemen bi soru işareti doğuyor; hizmetten ne anlı caz . Kanımızca kanun koyucu burada Deniz ve hava taşıma araçlarına liman ve hava meydanlarında yapılan yakıt gıda ve su teslimlerini kastetmektedir.




3. KIYMETLİ MADEN VE PETROL ARAMALARINDA İSTİSNA :
(5615 Sayılı Kanunun 12 inci maddesiyle değişen bendi. Yürürlük:04.04.2007) Altın, gümüş, platin arama, işletme, zenginleştirme, rafinaj ve Türk Petrol Kanunu hükümlerine göre petrol arama faaliyetlerine ilişkin olmak üzere, bu faaliyetleri yürütenlere yapılan teslim ve hizmetler ile aynı Kanun hükümlerine göre boru hattıyla taşımacılık yapanlara bu hatların inşa ve modernizasyonuna ilişkin yapılan teslim ve hizmetler, (4) Katma Değer Vergisinden İstisnadır .
4. YATIRIM TEŞVİK BELGELİ YATIRIMLARDA İSTİSNA
(4369 sayılı Kanunun 59'uncu maddesiyle eklenen bent. Yürürlük: 01.08.1998) Yatırım Teşvik Belgesi sahibi mükelleflere belge kapsamındaki makine ve teçhizat teslimleri (Şu kadar ki, yatırımın teşvik belgesinde öngörüldüğü şekilde gerçekleşmemesi halinde, zamanında alınmayan vergi alıcıdan, vergi zıyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte tahsil edilir.
Zamanında alınmayan vergiler ile vergi cezalarında zamanaşımı, verginin tarhını veya cezanın kesilmesini gerektiren durumun meydana geldiği tarihi takip eden takvim yılının başından itibaren başlar). Burada akla şu gelmektedir teşvik belgesiz yatırımlar ne olacak; katma Değer Vergisi istisnasından yararlanamayacak mı? Kanımca yararlanamayacak yine eskisi gibi Devlet Planlama Teşkilatından Yatırım teşvik belgesi almak mecburiyetinde.
5. İNŞAAT TAAHHÜT İŞLERİNDE DURUM .
( 5538 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle değişen bent. Yürürlük; 12.07.2006) Limanlara bağlantı sağlayan demiryolu hatları, limanlar ve hava meydanlarının inşası, yenilenmesi ve genişletilmesi işlerini fiilen kendisi yapan veya yaptıran mükellefler ile genel bütçeli idarelere bu işlere ilişkin olarak yapılan mal teslimleri ve inşaat taahhüt işleri,"(5) Katma Değer Vergisinden istisnadır .
6. SAVUNMA AMAÇLI SİLAH TESLİMLERİ :
(5228 sayılı Kanunun 14 üncü maddesiyle eklenen bent. Yürürlük: 1.8.2004) Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Gümrük Muhafaza Genel Müdürlüğüne milli savunma ve iç güvenlik ihtiyaçları için uçak, helikopter, gemi, denizaltı, tank, panzer, zırhlı personel taşıyıcı, roket, füze ve benzeri araçlar, silah, mühimmat, silah malzeme, teçhizat ve sistemleri ile bunların araştırma-geliştirme, yazılım, üretim, montaj, yedek parça, bakım-onarım ve modernizasyonuna ilişkin olarak yapılan teslim ve hizmetler ve bu teslim ve hizmetleri gerçekleştirenlere bu kapsamda yapılacak olan, miktarı ve nitelikleri yukarıda sayılan kuruluşlarca onaylanan teslim ve hizmetler Katma Değer Vergisinden istisnadır .
7. YETKİ :
(5228 sayılı Kanunun 14 üncü maddesiyle eklenen fıkra. Yürürlük: 31.7.2004) Bakanlar Kurulu, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesinde yer alan ve ilgili yılda uygulanmakta olan haddi, istisna uygulamasında asgari tutar olarak belirlemeye ve belirlenen bu tutarı iki katına kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye yetkilidir. Maliye Bakanlığı, istisna kapsamına girecek teslim ve hizmetleri tanımlamaya, istisnaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
(1) (5228 sayılı Kanunun 14 üncü maddesiyle değişen başlık. Yürürlük: 31.7.2004) (Değişmeden önceki başlık) (4369 sayılı Kanunun 59 uncu maddesiyle değişen bölüm ve madde başlığı) "Araçlar, Petrol Aramaları ve Teşvik Belgeli Yatırımlarda İstisna"(2) a) (Değişmeden önceki şekli) (4008 sayılı Kanunun 31'inci maddesiyle değişen fıkra) Faaliyetleri kısmen veya tamamen deniz, hava ve demiryolu taşıma araçlarının, yüzer tesis ve araçların kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olan mükelleflere bu amaçla yapılan deniz, hava ve demiryolu taşıma araçlarının, yüzer tesis ve araçlarının, teslimleri ile bunların tadili, onarım ve bakımı şeklinde ortaya çıkan hizmetler.(x)(x) a) (Değişmeden önceki şekli) (3297 sayılı Kanunun 4'üncü maddesiyle değişen bent) Mükelleflere işletmelerinde kullanacakları deniz, hava ve demiryolu taşıma araçlarının, yüzer tesis ve araçların teslimleri ile bunların tadili, onarım ve bakımı şeklinde ortaya çıkan teslim ve hizmetler.(3) (5035 sayılı Kanunla kaldırılmadan önceki şekli) b) Deniz ve hava taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetler, (5035 sayılı Kanunun 49/1 maddesiyle yürürlükten kaldırılan bent. Yürürlük: 02.01.2004)(4) (Değişmeden önceki şekli) (5228 sayılı Kanunun 14 üncü maddesiyle değişen bent. Yürürlük: 1.1.2004 tarihinden geçerli olmak üzere 31.7.2004) Altın, gümüş ve platin ile ilgili arama, işletme, zenginleştirme ve rafinaj faaliyetleri ile 6326 sayılı Petrol Kanunu hükümlerine göre yapılan petrol arama faaliyetlerine ilişkin olmak üzere, bu faaliyetleri yürütenlere yapılan teslim ve hizmetler,(5) e) (5538 sayılı Kanunla değişmeden önceki şekli)(5228 sayılı Kanunun 14 üncü maddesiyle eklenen bent. Yürürlük: 1.8.2004) Limanlar ve hava meydanlarının inşası, yenilenmesi ve genişletilmesi işlerini fiilen kendisi yapan veya yaptıran mükelleflere bu işlere ilişkin olarak yapılan mal teslimleri ve inşaat taahhüt işleri,
ADNAN UYAR
VERGİ DENETMENİ

İHRACAT İSTİSNASI İHRACAT TESLİMİ VE YURT DIŞINDAKİ MÜŞTERİLER İÇİN YAPILAN HİZMETLER


İHRACAT İSTİSNASI İHRACAT TESLİMİ VE YURT DIŞINDAKİ MÜŞTERİLER İÇİN YAPILAN HİZMETLER


1. GİRİŞ :

Bilindiği üzere, ihracat ülkelerin ekonomilerinin gücünün bir göstergesidir. On iki eylül askeri darbesi zamanında ihracatımız iki buçuk milyar dolar idi. Yıl iki bin sekiz şimdi yüz otuz milyar dolar. İşim icabı çok fabrika gezdim. Gördüm ki son teknoloji makineler. Yetişmiş insan gücümüz var.
ithalata dayalı ihracat mecburuz buna, burada vurgulamak istediğim çok önemli bir konu var. Oda ucuz elektriği fabrikalarımıza vermek mecburiyetindeyiz. Her alanda top yekûn üretimin motoru ucuz elektrikten geçiyor. Ürettiğimiz mal ve hizmet kaliteli ihracatımız fazla değil iki bin on beşte iki yüz milyar doları geçer.
İhracatımıza yapılan en büyük teşviklerden biriside katma değer vergisi iadesidir. Japon ihracatının temelinde devlet yatar. Güvendiği insanlara teşvik vermiş, bu günlere gelmişler. Ülkemizde ihracat pek bilinmiyor bunun için dış ticaret sermaye şirketlerimizin sayısı hızla artmalıdır
Yazımızda yurt dışına yapılan mal ve hizmet ihracatında fabrikalarımız yurt dışındaki alıcılardan katma değer vergisi tahsil edememektedir. Ancak ihraç ettiği mal ve hizmetlerin üretiminde kullandığı mal ve hizmetlere katma değer vergisi ödemektedir. Bunun bir şekilde fabrikalarımıza iade edilmesi gerekmektedir.
Bunu da yapan Maliye Bakanlığımızdır. Bakanlığımız ihracatçılara büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Bu kadar olur. Bundan sonrası süistimallere yol açar. Maliye Bakanlığı katma değer vergisi iadelerini nakden veya mahsuben yapmaktadır.
Burada ihracatçılarımıza büyük sorumluluklar düşmektedir. Sahte fatura kullanmamaları gerekmektedir Benim aciz hane düşüncem; mal ve hizmet üretiminin meşakkatli bir iş olduğu ve mutlaka sermaye istediği bunun içinde mutlaka insanların bir araya gelip mal ve hizmet üretmeleridir.
2. MAL VE HİZMET İHRACATI :
Aşağıdaki teslim ve hizmetler vergiden müstesnadır. Bir başka anlatımla fabrikalar mal hizmet teslimlerinde alıcılardan katma değer vergisi tahsil edememektedir.
a) (5766 sayılı Kanunun 12/e maddesiyle değişen bent Yürürlük; 06.06.2008) İhracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler, yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler, serbest bölgelerdeki müşteriler için yapılan fason hizmetler ve karşılıklı olmak şartıyla uluslararası roaming anlaşmaları çerçevesinde yurt dışındaki müşteriler için Türkiye'de verilen roaming hizmetleri, [1]
b) Türkiye'de ikamet etmeyen yolcuların satın alarak Türkiye dışına götürdükleri malların teslimi anında Katma Değer Vergisi tahsil edilir. Ancak gümrükten malın çıkışı anında fatura veya belgenin ibrazında tahsil edilen Katma Değer Vergisi iade olunur.
(4731 sayılı Kanunun 5/A maddesiyle eklenen fıkra) Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni ve iş merkezi bulunmayanların taşımacılık faaliyetlerine ilişkin olarak satın alacakları mal ve hizmetler ile fuar, panayır ve sergilere katılımları dolayısıyla satın alacakları mal ve hizmetler nedeniyle ödedikleri katma değer vergisi, karşılıklı olmak kaydıyla iade edilir.
(4731 sayılı Kanunun 5/A maddesiyle eklenen fıkra) Maliye Bakanlığı iadeden faydalanacak mal ve hizmetler ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye yetkilidir.
c) (3297 sayılı Kanunun 3'üncü maddesiyle eklenen bent) İhraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait katma değer vergisi, ihracatçılar tarafından ödenmez. Mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu vergi, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunur.
Söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde, tecil edilen vergi terkin olunur.
İhracatın yukarıdaki şartlara uygun gerçekleştirilmemesi halinde, tecil olunan vergi tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51'inci maddesine göre belirlenen (4842 sayılı Kanunun 21 inci maddesiyle değişen ibare Yürürlük; 01.05.2003) gecikme zammıyla birlikte [2] tahsil olunur. Ancak, ihraç edilmek şartıyla teslim edilen malların Vergi Usul Kanununda belirtilen mücbir sebepler nedeniyle ihraç edilmemesi halinde, tecil edilen vergi tecil edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48'inci maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte tahsil edilir.
Tecil veya terkin edilen bu vergiler hakkında ihracatçılar bakımından bu Kanunun 32'inci maddesi hükmü uygulanmaz.
İhracatçılara mal teslim eden imalatçılara iade edilecek Katma Değer Vergisi (5228 sayılı Kanunun 59/2-b maddesiyle değişen ibare. Yürürlük: 31.07.2004) ihraç edilen mala ilişkin imalatçı satış bedeline göre hesaplanan vergiden imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin düşülmesinden sonra kalan tutardan [3] fazla olamaz.
İhracatçılara mal teslim eden imalatçılara iade edilmesi gereken Katma Değer Vergisi, ihracat işlemlerinin tamamlanmasından sonra yapılır. İade veya tecil olunacak vergi miktarı, mükellefin ilgili dönem beyannamesinde yer alan bilgiler mukayese edilmek suretiyle hesaplanır.
(4842 sayılı Kanunun 21'inci maddesiyle eklenen bent Yürürlük; 01.05.2003) İhracatın mücbir sebepler veya beklenmedik durumlar nedeniyle üç ay içinde gerçekleştirilememesi halinde, en geç üç aylık sürenin dolduğu tarihten itibaren onbeş gün içinde başvuran ihracatçılara, Maliye Bakanlığınca veya Bakanlığın uygun görmesi halinde vergi dairelerince üç aya kadar ek süre verilebilir. Katma Değer Vergisi terminolojisinde ihraç kayıtlı ihracat denilmektedir.
3. YETKİ :
(3297 sayılı Kanunun 3'üncü maddesiyle değişen bent) Maliye ve Gümrük Bakanlığı, Katma Değer Vergisi tahsil edilmeden teslim edilecek mal miktarını; ihracatçı ve ihracatçıya mal teslim edenlerin her biri için, bir önceki yıl iş hacmi, cari yıldaki işlemler ve vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla gerekli görülen hallerde sınırlamaya ve bu istisnaların uygulamasına ilişkin usul ve esaslar ile istisnanın uygulanacağı asgari miktarları tespite yetkilidir.
[1] (Değişmeden önceki şekli) (4842 sayılı Kanunun 21'inci maddesiyle değişen bent Yürürlük; 01/05/2003) İhracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler ile yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler ve karşılıklı olmak şartıyla uluslararası roaming anlaşmaları çerçevesinde yurt dışındaki müşteriler için Türkiye'de verilen roaming hizmetleri,
[2] (4842 sayılı Kanunla değişmeden önceki ibare) "gecikme zammının % 50 fazlası ile birlikte"
[3] (5228 sayılı Kanunla değişmeden önceki ibare) "ihraç edilen mala ilişkin imalatçı satış bedeline göre hesaplanan miktardan"
4. İHRACAT TESLİMİ VE YURT DIŞINDAKİ MÜŞTERİLER İÇİN YAPILAN HİZMETLER :
Bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için aşağıdaki şartlar yerine getirilmiş olmalıdır:
a) (4842 sayılı Kanunun 22 nci maddesiyle değişen bent Yürürlük; 24.04.2003) Teslim yurt dışındaki bir müşteriye veya bir serbest bölgedeki alıcıya ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılmalıdır. [1]
b) (4842 sayılı Kanunun 22 nci maddesiyle değişen bent Yürürlük; 24.04.2003) Teslim konusu mal Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest bölgeye vasıl olmalı ya da yurt dışındaki müşteriye gönderilmek üzere yetkili gümrük antreposuna konulmalıdır. [2] Teslim konusu malın ihraç edilmeden önce yurt dışındaki alıcı adına hareket eden yurt içindeki firmalar veya bizzat alıcı tarafından işlenmesi veya herhangi bir şekilde değerlendirilmesi durumu değiştirmez.
(4842 sayılı Kanunun 22 nci maddesiyle eklenen bent Yürürlük; 24.04.2003) İhracat teslimi yapılacak yetkili gümrük antrepoları ile buralarda düzenlenmesi zorunlu belgeleri belirlemeye, konulacak mal miktarı ve cinsi ile bunların antrepoda bekleme sürelerine ilişkin olarak sınırlama getirmeye, Gümrük Müsteşarlığının görüşü alınmak suretiyle, Maliye Bakanlığı yetkilidir.
Gümrük antreposuna konulan malın ihracatının belirlenen sürede veya şartlara uygun olarak gerçekleşmemesi veya tevsik edilememesi hallerinde; ziyaa uğratılan vergi, buna ilişkin olarak kesilecek ceza ve hesaplanacak gecikme faizinin ödenmesinden katma değer vergisi iadesi alanla birlikte antrepo işleticisi de müteselsilen sorumludur.
Yurt dışındaki müşteri tabiri; ikametgâhı, işyeri, kanunî ve iş merkezi yurt dışında olan alıcılar ile yurt içinde bulunan bir firmanın yurt dışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubelerini ifade eder. Bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için aşağıdaki şartlar yerine getirilmiş olmalıdır.
a) Hizmetler yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olmalıdır.
b) Hizmetten yurt dışında faydalanılmalıdır.
(5766 sayılı Kanunun 12/e maddesiyle eklenen bent Yürürlük; 06.06.2008) Fason hizmetlerin serbest bölgelerdeki müşterilere yapılmış sayılması için aşağıdaki şartlar yerine getirilmiş olmalıdır.
a) Fason hizmet serbest bölgelerde faaliyet gösteren müşteriler için yapılmış olmalıdır.
b) Fason hizmetten serbest bölgelerde faydalanılmalıdır.


[1] (4842 sayılı Kanunla değişmeden önceki bent) Teslim yurt dışındaki bir müşteriye yapılmalıdır.
[2] (4842 sayılı Kanunla değişmeden önceki bent) Teslim konusu mal Türkiye Cumhuriyeti (4503 sayılı Kanunun 3'üncü maddesiyle değişen ibare Yürürlük; 5.2.2000) gümrük bölgesinden çıkarak(1) bir dış ülkeye vasıl olmalıdır.

ADNAN UYAR
VERGİ DENETMENİ

GELİR VERGİSİ KANUNUMUZA GÖRE TAM VE DAR MÜKELLEFİYET


GELİR VERGİSİ KANUNUMUZA GÖRE TAM VE DAR MÜKELLEFİYET




1. GİRİŞ :

Bilindiği üzere Gelir Vergisi Kanununu muzda iki tür mükellefiyet bulunmaktadır. Birisi Tam birisi Dar mükellefiyet. Burada şöyle bir husus ortaya çıkmaktadır. Tam mükellefiyette, mükellefler gerek yurt içi gerekse yurt dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirilmektedir. Dar mükellefiyette ise mükellefler sadece Türkiye de elde ettikleri kazançlar üzerinde vergilendirilmektedir.

Yazımızda mükellefleri hangi durumlarda tam mükellefiyet, hangi durumlarda ise dar mükellefiyet kapsamına girdikleri; bunların şartları ve sonuçları üzeride durulacaktır.

2. TAM MÜKELLEFİYETİN ŞARTLARI VE SONUÇLARI :

Aşağıda yazılı gerçek kişiler Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilirler:
1. Türkiye'de yerleşmiş olanlar;
Aşağıda yazılı kimseler Türkiye'de yerleşmiş sayılır:
İkametgâhı Türkiye'de bulunanlar (İkametgâh, Kanunu Medeninin 19'uncu ve müteakip maddelerinde yazılı olan yerlerdir);
(202 sayılı Kanunun 2'nci maddesiyle değişen bent) Bir takvim yılı içinde Türkiye'de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar (Geçici ayrılmalar Türkiye'de oturma süresini kesmez.) Burayı şu şekilde açıklayabiliriz. Örneğin yabancı uyruklu bay A Türkiye’de sekiz ay otursun, bunun bir ayını da yurt dışında geçirsin; bu durumda bay A Türkiye’de yedi ay oturmasına rağmen, sekiz ay oturmuş kabul edilecektir.
Çünkü bir aylık yurt dışı oturma geçici ayrılma kapsamında olduğundan Türkiye’deki sekiz aylık oturma süresini kesmez. Bu durumda bay A Tam mükellefiyet kapsamında olduğundan, gerek yurt içindeki gerekse, yurt dışındaki istisna kapsamı dışında kalan bütün kazançları üzerinden vergilendirilecektir.
Diyelim ki bay A Türkiye de altı ay otursun, bunun bir ayını da yurt dışında geçirsin. Bu durumda ne olacaktır. Bir aylık yurt dışı oturma; geçici ayrılma kapsamında olduğundan her ne kadar Bay A Türkiye de beş ay otursa da, altı ay oturmuş kabul edilecektir. Ancak bay A Türkiye’de toplam altı ay oturmuş tur .
Bu bağlamda Bay A Türkiye’de devamlı olarak altı ay oturmuş kabul edileceğinden; dar mükellefiyet kapsamına dâhil olacak ve sadece Türkiye’de sadece Türkiye’de elde ettiği istisna dışında kalan kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilen dirilecektir.
Diyelim bay A Türkiye de altı ay bir hafta otursa idi bunun bir ayını yurt dışında geçirse idi bu durumda bay A tam mükellefiyet kapsamında vergilendirilecektir. Bir aylık geçici yurt dışı oturma altı ay bir haftalık oturma süresini kesmeyecektir.
Bu durumda bay A gerek yurt içi gerekse yurt dışında elde ettiği istisnalar dışında kalan kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilecektir.
Aşağıda yazılı yabancılar memlekette altı aydan fazla kalsalar dahi, Türkiye'de yerleşmiş sayılmazlar:
Belli ve geçici görev veya iş için Türkiye'ye gelen iş, ilim ve fen adamları, uzmanlar, memurlar, basın ve yayın muhabirleri ve durumları bunlara benzeyen diğer kimselerle tahsil veya tedavi veya istirahat veya seyahat maksadıyla gelenler;
Tutukluluk, hükümlülük veya hastalık gibi elde olmayan sebeplerle Türkiye'de alıkonulmuş veya kalmış olanlar
Yukarıda sayılanlar sadece Türkiye de elde ettikleri istisnalar dışında elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilecek olup, ayrıca yurt dışında elde ettikleri istisnalar dışında kalan kazanç ve iratlar üzerinden de vergilendirilmezler.

2. (202 sayılı Kanunun 1'inci maddesiyle değişen bent) Resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye'de bulunan teşekkül ve teşebbüslere bağlı olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısıyla yabancı memleketlerde oturan Türk vatandaşları (Bu gibilerden, bulundukları memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratları dolayısıyla Gelir Vergisi'ne veya benzeri bir vergiye tabi tutulmuş bulunanlar, mezkur kazanç ve iratları üzerinden ayrıca vergilendirilmezler.)
Bu durumda olan Türk vatandaşları Gerek Türkiye’de gerekse Türkiye dışında elde ettiği istisnalar dışında kalan kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilecektir. Ancak bulundukları memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratları dolayısıyla Gelir Vergisi'ne veya benzeri bir vergiye tabi tutulmuş bulunanlar, mezkûr kazanç ve iratları üzerinden Türkiye de ayrıca vergilendirilmeyeceklerdir.


3. DAR MÜKELLEFİYETİN ŞARTLARI VE SONUÇLARI :
(2361 sayılı Kanunun 2'nci maddesiyle değişen madde) Türkiye'de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler sadece Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilirler
(1137 sayılı Kanunun 1'inci maddesiyle değişen bent) Dar mükellefiyete tabi kimseler bakımından kazanç ve iradın Türkiye'de elde edildiği aşağıdaki şartlara göre tayin olunur:
1. (2574 sayılı Kanunun 1'inci maddesiyle değişen bent) Ticari kazançlarda; kazanç sahibinin Türkiye'de işyerinin olması veya daimi temsilci bulundurması ve kazancın bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla sağlanması (Bu şartları haiz olsalar dahi iş merkezi Türkiye'de bulunmayanlardan, ihraç edilmek üzere Türkiye'de satın aldıkları veya imal ettikleri malları Türkiye'de satmaksızın yabancı memleketlere gönderenlerin bu işlerden doğan kazançları Türkiye'de elde edilmiş sayılmaz.
Türkiye'de satmaktan maksat, alıcı veya satıcının veya her ikisinin Türkiye'de olması veya satış ektinin Türkiye'de yapılmış olmasıdır. İş merkezinden maksat ise, iş bakımından muamelelerin bilfiil toplandığı ve idare edildiği merkezdir.
2. Zirai kazançlarda: Zirai faaliyetlerin Türkiye'de icra edilmesi;
3. Ücretlerde:
a) Hizmetin Türkiye'de ifa edilmiş veya edilmekte olması veya Türkiye'de değerlendirilmesi;
b) (2361 sayılı Kanunun 3'üncü maddesiyle değişen fıkra) Türkiye'de kain müesseselerin idare meclisi başkan ve üyelerine, denetçilerine tasfiye memurlarına ait huzur hakkı, aidat, ikramiye ve benzerlerinin Türkiye'de değerlendirilmesi;
4. Serbest meslek kazançlarında: Serbest meslek faaliyetlerinin Türkiye'de icra edilmesi veya Türkiye'de değerlendirilmesi;
5. Gayrimenkul sermaye iratlarında: Gayrimenkulün Türkiye'de bulunması ve bu mahiyetteki mal ve hakların Türkiye'de kullanılması veya Türkiye'de değerlendirilmesi;
6. Menkul sermaye iratlarında: Sermayenin Türkiye'de yatırılmış olması;
7. (4369 sayılı Kanunun 81/C-1 inci maddesiyle değişen ibare Yürürlük; 1.1.1999) Diğer kazanç ve iratlarda:(*)
Bu kazanç veya iratları doğuran işin veya muamelenin Türkiye'de ifa edilmesi veya Türkiye'de değerlendirilmesi;
Bu maddenin 3'üncü, 4'üncü, 5'inci ve 7'inci bentlerinde sözü edilen değerlendirmeden maksat, ödemenin Türkiye'de yapılması veya ödeme yabancı memlekette yapılmışsa, Türkiye'de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya kârından ayrılmasıdır.(*) (Değişmeden önceki ibare) Sair kazanç ve iratlarda:

ADNAN UYAR
VERGİ DENETMENİ


ÖZEL USULSÜZLÜKLER VE CEZALARI


ÖZEL USULSÜZLÜKLER VE CEZALARI


1. GİRİŞ :
Bilindiği üzere özel usulsüzlük cezası ya yoklama memurlarının tuttukları tutanağa istinaden yada vergi inceleme elemanlarının düzenledikleri raporlara istinaden kesilmektedir . Bu bakımdan mükelleflerin en son özel usulsüzlük cezalarının neler olduğunu bilmesinin faydalı olacağı düşüncesindeyiz


2. Fatura ve benzeri evrak verilmemesi ve alınmaması ile diğer şekil ve usul hükümlerine uyulmaması

4008 sayılı Kanunun 17 nci maddesiyle değişen madde) 1. (4108 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle değişen bent) Verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması veya düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi halinde; bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların herbirine, her bir belge için (4369 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle belirlenen miktar) 10.000.000 liradan (378 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2008'den itibaren 149 -YTL) aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının % 10'u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilir.
Bir takvim yılı içinde her bir belge nevine ilişkin olarak tespit olunan yukarıda yazılı özel usulsüzlükler için kesilecek cezanın toplamı (4369 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle belirlenen miktar) 5.000.000.000 lirayı (378 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2008'den itibaren 68.000 -YTL) geçemez.
2. (4108 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle değişen bent) Perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihazla verilen fiş, giriş ve yolcu taşıma bileti, sevk irsaliyesi, taşıma irsaliyesi, yolcu listesi, günlük müşteri listesi ile Maliye Bakanlığınca düzenlenme zorunluluğu getirilen belgelerin; düzenlenmediğinin, kullanılmadığının, bulundurulmadığının, düzenlenen belgelerin aslı ile örneğinde farklı meblağlara yer verildiğinin veya gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinin tespiti halinde, her bir belge için (4369 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle belirlenen miktar) 10.000.000 lira (378 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2008'den itibaren 149 -YTL) özel uzulsüzlük cezası kesilir.
Ancak, her bir belge nevine ilişkin olarak kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı her bir tespit için (4369 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle belirlenen miktarlar) 500.000.000 lirayı (378 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2008'den itibaren 6.800 -YTL) bir takvim yılı içinde ise 5.000.000.000 lirayı (378 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2008'den itibaren 68.000 -YTL) aşamaz.
3. (4108 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle değişen bent) 232 nci maddenin birinci fıkrasının 1 ila 5 numaralı bentlerinde sayılanlar dışında kalan kişilerin fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu, serbest meslek makbuzu, perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihaz fişi ve giriş ve yolcu taşıma biletlerini almadıklarının tespit edilmesi halinde, bunlara bu maddenin 2 numaralı bendinde belirtilen cezanın beşte biri kadar özel usulsüzlük cezası kesilir. şu kadar ki, bu cezanın kesilebilmesi için, belge alınmadığına ilişkin tespitin vergi incelenmesine yetkili olanlar tarafından yapılması şarttır. (5615 sayılı Kanunun 20 inci maddesiyle eklenen cümle Yürürlük; 04.04.2007) Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, söz konusu tespiti vergi incelemesine yetkili olmayanlara da yaptırmaya yetkilidir. Bu hükmün uygulanmasında belge alınmadığına ilişkin tespit tutanağının belge almayana verilen örneği, ceza ihbarnamesi yerine geçer.
4. (4108 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle değişen bent) Günlük kasa defteri, günlük perakende satış ve hâsılat defteri ile Maliye Bakanlığınca tutulma ve günü gününe kayıt edilme mecburiyeti getirilen defterlerin; işyerinde bulundurulmaması, bu defterlere yazılması gereken işlemlerin günü gününe deftere kayıt edilmemesi veya yoklama ve incelemeye yetkili olanlara istendiğinde ibraz edilmemesi halleri ile vergi kanunlarının uygulanması bakımından levha bulundurma veya asma zorunluluğu bulunan mükelleflerin bu zorunluluğa uymamaları halinde her tespit için (4369 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle belirlenen miktar) 10.000.000 lira (378 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2008'den itibaren 149 -YTL) özel usulsüzlük cezası kesilir.
5. (5228 Sayılı Kanunun 60/1-b maddesiule yürürlükten kaldırılan bent. Yürürlük; 31.07.2004)(*)
6. (4108 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle değişen bent) Bu Kanuna göre belirlenen muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve malî tablolara ilişkin usul ve esaslar ile muhasebeye yönelik bilgisayar programlarının üretilmesine ve kullanılmasına ilişkin kural ve standartlara uymayanlara (4369 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle belirlenen miktar) 250.000.000 lira (378 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2008'den itibaren 3.200 -YTL) özel usulsüzlük cezası kesilir.
7. (4108 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle eklenen bent) Bu Kanunun 8 inci maddesinin son fıkrası uyarınca getirilen mecburiyete uymaksızın işlem yapanlara her bir işlem için (4369 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle belirlenen miktar) 10.000.000 lira (378 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2008'den itibaren 170 -YTL) özel usulsüzlük cezası kesilir
8. (4369 sayılı Kanunun 12 nci maddesiyle eklenen bent) Belge basımı ile ilgili bildirim görevini tamamen veya kısmen yerine getirmeyen matbaa işletmecilerine 75.000.000 lira (378 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2008'den itibaren 500 -YTL) özel usulsüzlük cezası kesilir.
9. (4369 sayılı Kanunun 12 nci maddesiyle eklenen bent) 4358 sayılı Kanun uyarınca işlemlerinde vergi kimlik numarası kullanma zorunluluğu getirilen kurum ve kuruluşlardan yaptıkları işlemlere ilişkin bildirimleri Maliye Bakanlığının belirleyeceği standartlarda, araçlarla (yazı, manyetik ortam, disket, mikro film, mikro fiş gibi) ve zamanlarda yerine getirmeyenler hakkında 75.000.000 lira (378 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2008'den itibaren 680 -YTL) özel usulsüzlük cezası kesilir. Ceza kesilenler, ödedikleri ceza için fiilleri ile ceza kesilmesine neden olan kişilere rücu edebilirler.
10. (4369 sayılı Kanunun 12 nci maddesiyle eklenen bent) Bu Kanunun 127 nci maddesinin (d) bendi uyarınca Maliye Bakanlığının özel işaretli görevlisinin ikazına rağmen durdurmayan aracın sahibi adına 75.000.000 lira (378 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2008'den itibaren 500 -YTL) özel usulsüzlük cezası kesilir.
Bu maddede yazılı usulsüzlükler sonucunda vergi ziyaı da meydana geldiği takdirde bu ziyaın gerektirdiği vergi cezaları ayrıca kesilir ve bu cezalar hakkında 336 ncı madde hükmü uygulanmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
3 . Bilgi vermekten çekinenler ile 256, 257 ve mükerrer 257 nci madde hükmüne uymayanlar için ceza
(4369 sayılı Kanunun 13 üncü maddesiyle değişen madde) 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 86, 148, 149, 150, 256 ve 257 nci maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257 nci madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayan (Kamu idare ve müesseselerinde bilgi verme görevini yerine getirmeyen yöneticiler dahil); 1. Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında 100.000.000 lira, (378 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2008'den itibaren 1.490-YTL) 2. İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenler hakkında 50.000.000 lira, (378 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2008'den itibaren 680 -YTL) 3. Yukarıdaki bentlerde yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında 25.000.000 lira, (378 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2008'den itibaren 320 -YTL) Özel usulsüzlük cezası kesilir. Bu hükmün uygulanması için, bilgi ve ibraz ödevinin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılacak tebliğlerde bilginin verilmesi için tayin olunan sürede cevap verilmemesi, eksik veya yanıltıcı bilgi verilmesi veya defter ve belge ibrazı için tayin olunan süre ile defter ve belgelerin süresinde ibraz edilmemesi durumunda haklarında Kanunun ceza hükümlerinin uygulanması cihetine gidileceğinin ilgililere yazılı olarak bildirilmesi şarttır. Özel usulsüzlük cezası kesilmesine rağmen mecburiyetleri yerine getirmeyenlere yeniden süre verilerek bu mecburiyetleri yerine getirmeleri tebliğ olunur. Verilen sürede bu mecburiyetlerin yerine getirilmemesi halinde yukarıda yazılı özel usulsüzlük cezaları bir kat artırılarak uygulanır.(**) (5228 sayılı Kanunun 10'uncu maddesiyle eklenen fıkra) Tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uymayan mükelleflerden her birine, her bir işlem için bu maddeye göre uygulanan cezalardan az olmamak üzere işleme konu tutarın % 5'i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilir. Bu şekilde ceza kesilen mükellefler hakkında üçüncü fıkra hükmü uygulanmaz. (5398 sayılı Kanunun 23'üncü maddesiyle eklenen fıkra Yürürlük; 21.07.2005) Elektronik ortamda beyanname verilmesi mecburiyetine uyulmaması halinde kesilmesi gereken özel usûlsüzlük cezası, beyannamenin kanuni süresinin sonundan başlayarak elektronik ortamda 15 gün içinde verilmesi halinde 1/4 oranında, bu sürenin dolmasını takip eden 15 gün içinde verilmesi halinde ise 1/2 oranında uygulanır.


MADDE86 Zirai kazançlar il ve merkez komisyonları kamu idare ve müesseseleri ile Devlet ekonomi kurumlarından ve görevlerinin gerektirdiği sair gerçek ve tüzel kişilerden her türlü bilgileri istiyebilirler. Gerekli gördükleri hallerde bilirkişilere inceleme de yaptırabilirler.
Bilgi istemede 148'inci maddenin ikinci fıkrası hükümleri uygulanır.
Komisyonlarca bu hükümlere göre istenilen bilgileri vermiyenler ve bilirkişiliği kabul ettikleri halde gerekli incelemeleri yapmıyanlar hakkında (4444 sayılı Kanunun 13/C-1 maddesiyle değiştirilen ibare Yürürlük; 14.8.1999) mükerrer 355'inci madde hükmü uygulanır.


MADDE 148 Kamu idare ve müesseseleri, mükellefler veya mükelleflerle muamelede bulunan diğer gerçek ve tüzelkişiler, Maliye Bakanlığının veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların istiyecekleri bilgileri vermeye mecburdurlar.
Bilgiler yazı veya sözle istenilir. Sözle istenen bilgileri vermeyenlere keyfiyet yazı ile tekit ve cevap vermeleri için kendilerine münasip bir mühlet tayin olunur. Bilgi istenmek üzere ilgililer vergi dairesine zorla getirilemez.
Memleket dışı imtiyazlarından faydalanan yabancı Devlet memurları bilgi verme mecburiyetine tabi olamazlar
MADDE149 (3239 sayılı Kanunun 14'üncü maddesiyle değişen madde) Kamu idare ve müesseseleri (Kamu hizmeti ifa eden kurum ve kuruluşlar dahil) ile gerçek ve tüzelkişiler vergilendirmeye ilişkin olaylarla ilgili olarak Maliye ve Gümrük Bakanlığı ve vergi dairesince kendilerinden yazı ile istenecek bilgileri belli fasılalarla ve devamlı olarak yazı ile vermeye mecburdurlar.

MADDE 150 Aşağıda yazılı resmi makamlarla gerçek ve tüzelkişiler, her ay muttali oldukları ölüm vak'aları ile intikalleri ertesi ayın 15'inci günü akşamına kadar vergi dairesine yazı ile bildirmeye mecburdurlar.
1. Sulh yargıçları, icra, nüfus ve tapu memurları;
2. Yabancı memleketlerdeki Türk konsolosları veya konsolosluk görevini yapanlar (Memur oldukları yerde ölen Türk tebaasının soyadı, adı ve sıfatları ile Türkiye'deki ikametgahlarını Maliye Bakanlığına bildirirler);
3. Mahalle ve köy muhtarları (Kendi mahalle veya köylerinde ölenleri bildirirler);
4. Banka, bankerler ve şirketler ile emanet kabul eden gerçek ve tüzelkişiler (Mevduat, şirket hissesi, emanet para ve eşya veya sair suretle alacak sahiplerinden birinin ölümü halinde, ölenin soyadını, adını, alacağının nev'ini ve miktarını bildirirler).


MADDE 256 (4369 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle değişen madde) Geçen maddelerde yazılı gerçek ve tüzel kişiler ile mükerrer 257 nci madde ile getirilen zorunluluklara tabi olanlar, muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter, belge ve karneler ile vermek zorunda bulundukları bilgilere ilişkin mikro fiş, mikro film, manyetik teyp, disket ve benzeri ortamlardaki kayıtlarını ve bu kayıtlara erişim veya kayıtları okunabilir hale getirmek için gerekli tüm bilgi ve şifreleri muhafaza süresi içerisinde yetkili makam ve memurların talebi üzerine ibraz ve inceleme için arz etmek zorundadırlar. Bu zorunluluk Maliye Bakanlığınca belirlenecek usule uygun olarak, tasdike konu hesap ve işlemlerin doğrulanması için gerekli kayıt ve belgelerle sınırlı olmak üzere, bu hesap ve işlemlere doğrudan ya da silsile yoluyla taraf olanlara, defter ve belgelerinin tetkiki amacıyla yeminli mali müşavirler tarafından yapılan talepler için de geçerlidir.(*)



MADDE 257 (2365 sayılı Kanunun 44'üncü maddesiyle değişen fıkra) Vergi inceleme ve kontrolları ile gayrimenkullerin rayiç bedelinin tespiti sırasında mükellefler aşağıda yazılı ödevleri yerine getirmeye mecburdurlar:
1. İncelemeye yetkili memura müessesenin durumuna göre, çalışma yeri göstermek ve resmi çalışma saatlerinde memurun müessesede çalışmasını sağlamak;
2. İnceleme ile ilgili her türlü izahatı vermek (Bu mecburiyet hem iş sahibine, hem de işletmede çalışan memurlara şamildir);
3. İncelemeye yetkili memurun, lüzumunda iş yerinin her tarafını gezip görmesini sağlamak;
4.Bina ve arazinin rayiç bedelinin tespitinde değeri tespit edilecek bina ve araziyi, Emlak Vergisi Kanununun 31'inci maddesine göre Maliye Bakanlığınca yetkili kılınan memurlara gösterip gezdirmek, bu gibi gayrimenkullerin genel ahvaline, kullanış tarzına ve kirada ise kiranın miktarına müteallik her türlü bilgileri vermek (Bu fıkrada yazılı mecburiyetler kiracılara da şamildir);
5. (2365 sayılı Kanunun 44'üncü maddesiyle eklenen bent) İşletmede 134'üncü madde gereğince envanter yapılması halinde araç, gereç ve personeliyle bu işlemlerin intacına gerekli yardım ve kolaylığı göstermek

MÜKERRER MADDE 257 (4369 sayılı Kanunun 5 inci maddesiyle değişen madde) Maliye Bakanlığı;
1. Mükellef ve meslek grupları itibariyle muhasebe usul ve esaslarını tespit etmeye, bu Kanuna göre tutulmakta olan defter ve belgeler ile bunlara ilaveten tutulmasını veya düzenlenmesini uygun gördüğü defter ve belgelerin mahiyet, şekil ve ihtiva etmesi zorunlu bilgileri belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya; bedeli karşılığında basıp dağıtmaya veya üçüncü kişilere bastırıp dağıtmaya veya dağıttırmaya, bunların kayıtlarını tutturmaya bu defter ve belgelere tasdik, muhafaza ve ibraz zorunluluğu getirmeye veya kaldırmaya, bu Kanuna göre tutulacak defter ve düzenlenecek belgelerin tutulması ve düzenlenmesi zorunluluğunu kaldırmaya,
2. Mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini (4962 sayılı Kanunun 17/A-c maddesiyle değişen ibare Yürürlük; 07.08.2003)banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince(3) düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirmeye ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirlemeye,
3. Tutulması ve düzenlenmesi zorunlu defter, kayıt ve belgelerin mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması veya bu kayıt ortamlarında saklanması hususunda izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, bu şekilde tutulacak defter ve kayıtların kopyalarının Maliye Bakanlığında veya muhafaza etmekle görevlendireceği kurumlarda saklanması zorunluluğu getirmeye, bu konuda uygulama usul ve esaslarını belirlemeye,
4. (5228 sayılı Kanunun 8'inci maddesiyle değiştirilen bent)Bu Kanunun 149 uncu maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya,(4) (5398 sayılı Kanunun 23'üncü maddesiyle eklenen ibare)kanuni süresinden sonra kendiliğinden veya pişmanlık talepli olarak verilen beyannameler üzerine düzenlenen tahakkuk fişi ve/veya ihbarnameleri mükellefe, vergi sorumlusuna veya bunların elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi verdiği gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda tebliğ etmeye ve buna ilişkin usûl ve esasları belirlemeye,
5. Vergi kanunlarının uygulanmasıyla ilgili olarak levha kullandırma ve asma zorunluluğu getirmeye ve kaldırmaya,
6. (5398 sayılı Kanunun 23'üncü maddesiyle eklenen bent Yürürlük; 21.07.2005) Vergi güvenliğini sağlamak amacıyla niteliklerini belirleyip onayladığı elektrikli, elektronik, manyetik ve benzeri cihazlar ve sistemleri kullandırmaya, bu cihaz ve sistemler vasıtasıyla bandrol, pul, barkod, halogram, kupür, damga, sembol gibi özel etiket ve işaretlerin kullanılmasına ilişkin zorunluluk getirmeye, uygulamaya ait usûl ve esasları belirlemeye,
yetkilidir.(1)
Bu Kanuna göre düzenlenecek belgelerle bunlara ek olarak düzenlenecek belgelerin, üçüncü şahıslara basım ve dağıtım işlerinin yaptırılması ile ilgili şekil, şart, usul ve esaslar ve bunlara uyulmaması halinde uygulanacak cezaî şartlar Maliye Bakanlığınca hazırlanacak ve Resmî Gazete'de yayınlanacak yönetmelikle belirlenir.
(5228 sayılı Kanunun 8'inci maddesiyle eklenen fıkra)Birinci fıkranın (4) numaralı bendi uyarınca Maliye Bakanlığının beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususunda izin vermesi veya zorunluluk getirmesi halinde, (mükellef veya vergi sorumlusu ile gönderme işini yapacak kişiler arasında özel sözleşme düzenlenmek kaydıyla) elektronik ortamda gönderilen beyanname ve bildirimler, mükellef veya vergi sorumlusu tarafından verilmiş addolunur.
(4008 sayılı Kanunun 7'nci maddesiyle eklenen fıkra) Maliye Bakanlığı, birinci fıkrada yazılı belge tasdik işlemini; noterlere, kanunla kurulmuş meslekî kuruluşlara veya uygun göreceği diğer mercilere yaptırmaya, ticarî kazançları (4369 sayılı Kanunun 5 inci maddesiyle değiştirilen ibare) basit usulde(2) tespit edilen gelir vergisi mükelleflerine özel bir defter tutturmaya ve bu konulara ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
(5398 sayılı Kanunun 23'üncü maddesiyle eklenen fıkra Yürürlük; 21.07.2005)Kanuni süresi geçtikten sonra kendiliğinden veya pişmanlık talepli olarak verilen beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesi üzerine elektronik ortamda düzenlenen tahakkuk fişi ve/veya ihbarnameler mükellef, vergi sorumlusu veya bunların elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi verdiği gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda iletilir. Bu ileti tahakkuk fişi ve/veya ihbarnamenin muhatabına tebliği yerine geçer.
ADNAN UYAR
VERGİ DENETMENİ

İNDİRİMLİ KURUMLAR VERGİSİ


İNDİRİMLİ KURUMLAR VERGİSİ


1. GİRİŞ :

Bilindiği üzere teşvik belgeliyatırım indirimi uygulamasına kanun koyucu teşvik belgesizyatırım indirimi düzenlemesi ile son vermiş idi . Ancak kanun koyucu bu sefer , bu düzenleme ile hem kurumlar vergisi mükellefleri hemde gelir vergisi mükellefleri için yeniden teşvik belgeli yatırım indirimi müessesesini getirmiş durumdadır yine kusursuz bi düzenleme .

Yeni düzenleme diyoki teşvik belgeli yatırımın faaliyete geçtiği yılda başlamak üzere , herilde Devletçe karşılanacak tutara ulaşıncaya kadar ; yüzde yirmibeş , şayet yatırım tutarı elli milyon türk lirasınıaşıyosa yüzde kırkbeş oranını geçmemek üzere kurumlar vergisi oranını % 90'a kadar indirimli uygulatmaya Bakanlar kurulu yetkilidir .

Ayrıca Kanun Koyucu bu düzenleme ile teşvik belgeli yatırım indiriminin 193 Sayılı Gelir Vergisi Kaununun eski düzenlemesindede yer alan devir halinde , neler yapılacağına ilişkin düzenlemeyede yer vermiş durumdadır

2. İNDİRİMLİ KURUMLAR VERGİSİ UYGULAMASINDAN YARARLANAMAYACAK OLANLAR :

Finans ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar, iş ortaklıkları, taahhüt işleri, 16/7/1997 tarihli ve 4283 sayılı Kanun ile 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Kanun kapsamında yapılan yatırımlar ile rödovans sözleşmelerine bağlı olarak yapılan yatırımlar hariç olmak üzere,

3. İNDİRİMLİ KURUMLAR VERGİSİ UYGULAMASINDAN YARARLANACAK OLANLAR :

Bu düzenlemenin ikinci fıkrasında belirtilen ve Hazine Müsteşarlığı tarafından teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazançlar, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulur.

4. YATIRIMA KATKI TUTARI YATIRIMA KATKI ORANINI :

Bu düzenlemenin uygulamasında yatırıma katkı tutarı, indirimli kurumlar vergisi uygulanmak suretiyle tahsilinden vazgeçilen vergi yoluyla yatırımların Devletçe karşılanacak tutarını, bu tutarın yapılan toplam yatırıma bölünmesi suretiyle bulunacak oran ise yatırıma katkı oranını ifade eder.

5. YETKİ :
Bakanlar Kurulu;
a) İstatistikî bölge birimleri sınıflandırması ile kişi başına düşen milli gelir ve sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeylerini dikkate almak suretiyle illeri gruplandırmaya ve gruplar itibarıyla teşvik edilecek sektörleri ve bunlara ilişkin yatırım ve istihdam büyüklüklerini belirlemeye,
b) Her bir il grubu için yatırıma katkı oranını (5904 sayılı Kanunun Geçici 2 inci maddesine göre 31.12.2010 tarihine kadar başlayan yatırımlar için %60. Yürürlük;03.07.2009) % 25'i, yatırım tutarı 50 milyon Türk Lirasını aşan büyük ölçekli yatırımlarda ise (5904 sayılı Kanunun Geçici 2 inci maddesine göre 31.12.2010 tarihine kadar başlayan yatırımlar için %70. Yürürlük;03.07.2009) % 45'i geçmemek üzere belirlemeye, kurumlar vergisi oranını % 90'a kadar indirimli uygulatmaya,
c) Yatırım harcamaları içindeki arsa, bina, kullanılmış makine, yedek parça, yazılım, patent, lisans ve know-how bedeli gibi harcamaların oranlarını ayrı ayrı veya topluca sınırlandırmaya,
yetkilidir.
6. FARKLI İLLERDE AYNI MÜKELLEF TARAFINDAN YAPILAN YATIRIMLAR :
İkinci fıkraya göre yatırıma katkı ve vergi oranı farklı illerde aynı mükellef tarafından yapılan yatırımlarda, toplam yatırımın her bir ile isabet eden oranına göre ilgili ilin yatırıma katkı oranı ve indirimli vergi oranı uygulanır.

7. TEVSİ YATIRIMLARDA DURUM

Tevsi yatırımlarda, elde edilen kazancın işletme bütünlüğü çerçevesinde ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle tespit edilebilmesi halinde, indirimli oran bu kazanca uygulanır. Kazancın ayrı bir şekilde tespit edilememesi halinde ise indirimli oran uygulanacak kazanç, yapılan tevsi yatırım tutarının, dönem sonunda kurumun aktifine kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet tutarına (devam eden yatırımlara ait tutarlar da dahil) oranlanması suretiyle belirlenir. Bu hesaplama sırasında işletme aktifinde yer alan sabit kıymetlerin kayıtlı değeri, yeniden değerlenmiş tutarları ile dikkate alınır. İndirimli oran uygulamasına yatırımın kısmen veya tamamen faaliyete geçtiği geçici vergi döneminde başlanır.

8. ŞARTLARINYERİNEGETİRİLEMEMESİ :

Hesap dönemi itibarıyla ikinci fıkrada belirtilen şartların sağlanamadığının tespit edilmesi halinde, söz konusu vergilendirme döneminde indirimli vergi oranı uygulanması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faiziyle birlikte tahsil olunur.

9. YATIRIMIN FAALİYETE GEÇMESİNDEN ÖNCE DEVRİ :

Yatırımın faaliyete geçmesinden önce devri halinde, devralan kurum, aynı koşulları yerine getirmek kaydıyla indirimli vergi oranından yararlanır.

10. YATIRIMIN KISMEN VEYA TAMAMEN FAALİYETE GEÇMESİNDEN SONRA DEVRİ :

Yatırımın kısmen veya tamamen faaliyete geçmesinden sonra devri halinde indirimli vergi oranından devir tarihine kadar devreden, devir tarihinden sonra ise devralan, aynı koşulları yerine getirmek kaydıyla yatırıma katkı tutarının kalan kısmı için yararlanır.

ADNAN UYAR
VERGİ DENETMENİ

KONYA VERGİ DENETMENLERİ BÜROSU BAŞKANLIĞI KAT 4 , 408 NUMARALI ODA SELÇUKLU KONYA

YURT DIŞINDA ÖDENEN VERGİLERİN MAHSUBU


YURT DIŞINDA ÖDENEN VERGİLERİN MAHSUBU






1. GİRİŞ :

Globalleşen dünyada ticaret sınır tanımamaktadır . Durum böyle olunca mükelleflerin yurt dışı faaliyetleride kacınılmaz olmaktadır . Ticaretin doğası gereği olduğu kanaatindeyim . Yurt dışı faaliyetler yerinde vergilendirilmektedir . Her ülkenin egemenlik hakkı gereği verginin doğal yansımalarıdır bu , doğrusuda budur .

Burada bir sorun çıkmaktadır . Türkiyede faaliyet gösteren tam mükellefiyete tabi kurumlar vergisi mükellefleri , yurt dışı faaliyetlerden elde ettikleri safi kazançları , yurt içi faaliyetlerden elde ettikleri safi kazançlarla birleştirmek mecburiyetinde kalmaktadır .

Buradan hareketle yurt dışı faaliyetlerden elde edilen safi kazançlar , hem yurt dışında , hemde yurt içinde vergilendirilmek gibi bir sonuçla karşı karşıya kalınmaktadır .

Yeni kurumlar vergisi kanunumuza göre Yabancı ülkelerde elde edilerek Türkiye'de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazançlardan mahallinde ödenen kurumlar vergisi ve benzeri vergiler, Türkiye'de bu kazançlar üzerinden tarh olunan kurumlar vergisinden indirilebilmektedir . Yazımızın konusunuda bu husus oluşturmaktadır .

2. KONTROL EDİLEN YABANCI KURUM KAZANCI

Tam mükellef gerçek kişi ve kurumların doğrudan veya dolaylı olarak ayrı ayrı ya da birlikte sermayesinin, kâr payının veya oy kullanma hakkının en az % 50'sine sahip olmak suretiyle kontrol ettikleri yurt dışı iştiraklerinin kurum kazançları, dağıtılsın veya dağıtılmasın aşağıdaki şartların birlikte gerçekleşmesi halinde, Türkiye'de kurumlar vergisine tâbidir:
a) İştirakin toplam gayrisafî hasılatının % 25 veya fazlasının faaliyet ile orantılı sermaye, organizasyon ve eleman istihdamı suretiyle yürütülen ticarî, ziraî veya serbest meslek faaliyeti dışındaki faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşması.
b) Yurt dışındaki iştirakin ticarî bilânço kârı üzerinden % 10'dan az oranda gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması.
c) Yurt dışında kurulu iştirakin ilgili yıldaki toplam gayrisafî hasılatının 100.000 YTL karşılığı yabancı parayı geçmesi.
Gerekmektedir .
Yurt dışındaki iştirakin ödemiş olduğu gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergiler, kontrol edilen yabancı şirketin Türkiye'de vergilendirilecek kazancı üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebilir.
3.TAM MÜKELLEF KURUMLARIN DOĞRUDAN VEYA DOLAYLI OLARAK SERMAYESİ VEYA OY HAKKININ % 25'İNE SAHİP OLDUĞU YURT DIŞI İŞTİRAKLERİN DURUMU :
Tam mükellef kurumların doğrudan veya dolaylı olarak sermayesi veya oy hakkının % 25'ine sahip olduğu yurt dışı iştiraklerinden elde ettikleri kâr payları üzerinden Türkiye'de ödenecek kurumlar vergisinden, iştiraklerin bulunduğu ülkelerdeki kâr payı dağıtımına kaynak oluşturan kazançlar üzerinden ödenen gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergilerin kâr payı tutarına isabet eden kısmı mahsup edilebilir. Kazanca ilave edilen kâr payı, bu kazançlar üzerinden yurt dışında ödenen gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergiler dahil edilmek suretiyle dikkate alınır.
4 . YURT DIŞI KAZANÇLAR ÜZERİNDEN TÜRKİYE'DE TARH OLUNACAK VERGİLERE MAHSUP EDİLEBİLECEK TUTARIN DURUMU :
Yurt dışı kazançlar üzerinden Türkiye'de tarh olunacak vergilere mahsup edilebilecek tutar, hiç bir surette yurt dışında elde edilen kazançlara Kanunun 32 nci maddesinde belirtilen kurumlar vergisi oranının uygulanmasıyla bulunacak tutardan fazla olamaz. Bu sınır dahilinde, ilgili bulunduğu kazancın Türkiye'de genel sonuç hesaplarına intikal ettirildiği hesap döneminde tamamen veya kısmen indirilemeyen vergiler, bu dönemi izleyen üçüncü hesap dönemi sonuna kadar indirim konusu yapılabilir.
5 . GEÇİCİVERGİLENDİRME DÖNEMİ İÇİNDE YURT DIŞINDAN ELDE EDİLEN GELİRLERİN DURUMU :
Geçici vergilendirme dönemi içinde yurt dışından elde edilen gelirlerin bulunması halinde, bu gelirler üzerinden elde edildiği ülkelerde kesinti veya diğer şekillerde ödenen vergiler, o dönem için hesaplanan geçici vergi tutarından da mahsup edilebilir. İndirilecek tutar, yurt dışında elde edilen kazançlara Kanunun 32 nci maddesinde belirtilen geçici vergi oranının uygulanmasıyla bulunacak tutardan fazla olamaz.
6. VERGİNİN İNDİRİLME ŞARTI :
Yabancı ülkelerde vergi ödendiği, yetkili makamlardan alınarak mahallindeki Türk elçilik veya konsoloslukları, yoksa mahallinde Türk menfaatlerini koruyan ülkenin aynı nitelikteki temsilcileri tarafından tasdik olunan belgelerle tevsik olunmadıkça, yabancı ülkede ödenen vergiler Türkiye'de tarh olunan vergiden indirilemez.

7. TARHİYAT DÜZELTME :
Kurumlar vergisinden indirim konusu yapılan vergilerin yabancı ülkelerde ödendiğini gösterir belgelerin, tarhiyat sırasında mükellef tarafından ibraz edilememesi halinde, yabancı ülkede ödenen veya ödenecek olan vergi, Kanunun 32 nci maddesindeki kurumlar vergisi oranını aşmamak şartıyla o ülkede geçerli olan oran üzerinden hesaplanır ve tarhiyatın bu suretle hesaplanan tutara isabet eden kısmı ertelenir. İbraz edilmesi gereken belgeler, tarh tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde ilgili vergi dairesine ibraz edildiği takdirde, bu belgelerde yazılı kesin tutara göre tarhiyat düzeltilir.
8 . MÜCBİR SEBEPLER :
Mücbir sebepler olmaksızın belgelerin bu süre zarfında ibraz edilmemesi veya bu belgelerin ibrazından sonra ertelenen vergi tutarından daha düşük bir mahsup hakkı olduğunun anlaşılması halinde, ertelenen vergiler için Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre gecikme zammı hesaplanır.
9. KUR UYGULAMASI :
Bu madde hükmünün uygulanmasında, yabancı para ile ödenen vergilere, bunların ilgili bulunduğu kazançların genel sonuç hesaplarına intikali esnasındaki kur uygulanır.

ADNAN UYAR
VERGİ DENETMENİ

YENİ KURUMLAR VERGİSİ KANUNUMUZA GÖRE DAR MÜKELLEFİYETTE VERGİ KESİNTİSİ

YENİ KURUMLAR VERGİSİ KANUNUMUZA GÖRE DARMÜKELLEFİYETTE VERGİ KESİNTİSİ

1. GİRİŞ :

Bilindiği üzere yeni Kurumlar Vergisi Kanunumuza göre mükelleflerin mükellefiyeti ikiye ayrılmaktadır. Bir Tam Mükellefiyet iki Dar Mükellefiyet. Tam mükellefiyette gerek yurt içi kazançlar gerekse yurt dışı kazançlar vergilendirilmekte
Dar mükellefiyette ise sadece Türkiye de elde edilen kazançlar vergilendirilmektedir. Dar mükellefler ise gerek kanuni merkez gerekse iş merkezi yurtdışında olan mükelleflerden oluşmaktadır
Kanun koyucu yıllık kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere yedi gelir unsuruna da stopaj getirmekte böylelikle vergiyi doğuran olay gerçekleştiğinde verginin tamamı kayıt altına alınmış olmaktadır
Yazımızda Dar Mükellefiyete tabi mükelleflerin yedi gelir unsurunu Türkiye de elde ettiklerinde yıllık Kurumlar Vergisine Mahsup edilmek üzere yapacakları stopaj unsurlarına yer verilecektir.

2. DAR MÜKELLEFİYETTE VERGİ KESİNTİSİ YAPILAN GELİR UNSURLARI :

Dar mükellefiyete tabi kurumların aşağıdaki kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslarda dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından yüzde15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılır
a- Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hak ediş ödemeleri.
b- Serbest meslek kazançları
c- Gayrimenkul sermaye iratları
d- Gelir Vergisi Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının 1.2.3.4 numaralı bentlerinde sayılanlar hariç olmak üzere menkul sermaye iratları
Ayrıntılı Bilgiiçin2009-14593Sayılı Bakanlar Kurulu kararına Bakınız

3. GAYRİ MADDİ HAKLARIN SATIŞ DEVRİ TEMLİKİ DURUMUNDA YAPILACAK İŞLEM :
Ticari veya Zirai kazanca dahil olup olmadığına bakılmaksızın telif, imtiyaz, ihtira, işletme ticaret unvanı, marka ve benzeri gayri maddi hakların satışı, devir ve temliki karşılığında nakden veya hesaben ödenen veya tahakkuk ettirilen bedeller üzerinden bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen kişilerce yüzde 15 oranında Kurumlar Vergisi kesintisi yapılır
Ayrıntılı Bilgi için2009-14593Sayılı Bakanlar Kurulu kararına Bakınız

4. KAR PAYLARINDA VERGİKESİNTİSİNİNESASLARI :
Tam mükellef kurumlar tarafından, Türkiye de bir iş yeri veya daimi temsilci aracılığıyla kar payı elde edenler hariç olmak üzere dar mükellef kurumlara veya kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan ( Karın sermayeye eklenmesi kar dağıtımı sayılmaz )ve Gelir Vergisi Kanunun 75inci maddesinin ikinci fıkrasının 1.2.3 numaralı bentlerinde sayılan kar payları üzerinden bu Kanunun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca vergi kesintisi ne tabi tutulan kazançlar hariç olmak üzere yüzde15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılır
Ayrıntılı Bilgiiçin2009-14593Sayılı Bakanlar Kurulu kararına Bakınız

5 ANONİM VEYA LİMİTET ŞİRKET NİTELİĞİNDEKİ DAR MÜKELLEF KURUMLARA DAĞITILAN KAR PAYLARINDA DURUM :
Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının ( c ) belirtilen kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlar ile ( c ) bendinde belirtilen şirketlerin ( b ) bendinde ki şartları taşıyan iştirak kazançlarından anonim veya limitet şirket niteliğindeki dar mükellef kurumlara dağıtılan kar paylarından yapılacak kesinti oranı, bu maddenin üçüncü fıkrası uyarınca uygulanan oranın yarısını aşamaz.
.
6. SERGİ PANAYIRLARDA YAPILANTİCARİKAZANÇLARDADURUM :
Türkiye de işyeri ve daimi temsilcisi bulunmayan mükelleflerin, yetkili makamların izniyle açılan sergi ve panayırlarda yaptıkları ticari faaliyetlerden elde ettikleri kazançlar üzerinden, kurum bünyesinde yüzde on beş oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılır
Ayrıntılı Bilgiiçin2009-14593Sayılı Bakanlar Kurulu kararına Bakınız

7. ANA MERKEZE AKTARILMA DURUMU :
Yıllık veya özel beyanname veren dar mükellef kurumların, indirim ve istisnalar düşmeden önceki kurum kazancından, hesaplanan kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kısımdan ana merkeze aktarılan tutar üzerinden, kurum bünyesinde yüzde 15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılır.
Ayrıntılı Bilgiiçin2009-14593Sayılı Bakanlar Kurulu kararına Bakınız

8. YÜZDE OTUZ ORANLI VERGİ KESİNTİSİ :
Kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı vergileme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar kurulunca ilan edilen ülkelerde yerleşik olan veya faaliyette bulunan kurumlara ( tam mükellef kurumların bu nitelikteki ülkelerde bulunan iş yerleri dahil ) nakden veya hesaben yapılan veya tahakkuk ettirilen her türlü ödemeler üzerinden, bu ödemelerin verginin konusuna girip girmediğine veya ödeme yapılan kurumun mükellef olup olmadığına bakılmaksızın yüzde 30 oranında vergi kesintisi yapılır.
A Emsaline uygun fiyatlarla satın alınan mal ve iştirak hisseleri için yapılan ödemeler, emsaline uygun fiyatlarla deniz ve hava ulaştırma araçlarının kiralanması için yapılan ödemeler ile yapılan işin tamamlanabilmesi bakımından zorunluluk arz eden geçiş ücreti liman ücreti gibi ödemeler üzerinden yapılacak kesinti oranını, her bir ödeme türü, faaliyet konusu ya da sektör itibariyle ayrı ayrı belirlemeye, sıfıra kadar indirmeye veya kanuni seviyesine kadar getirmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.

B Yurtdışındaki finans kuruluşlarından temin edilen borçlanmalara ilişkin anapara, faiz ve kar payı ödemeleri ile sigorta ve reasürans ödemeleri üzerinden bu fıkra uyarınca vergi kesintisi yapılmaz.
C- Bu fıkraya göre vergi kesintisine tabi tutulan ödemeler, Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarına göre ayrıca vergi kesintisine tabi tutulmaz.

9. YETKİ :

Bakanlar Kurulu yukarıdaki fıkralarda belirtilen vergi kesintisi oranlarını, gelir unsurları veya faaliyet konuları itibariyle ayrı ayrı belirlemeye, sıfıra kadar indirmeye veya yukarıdaki fıkralarda belirtilen oranın bir katına kadar artırmaya yetkilidir.

10. 2008 YILI KAZANÇLARINA UYGULANACAK İŞLEM :

Ticari ve zirai kazançlar hariç olmak üzere bu maddeye göre vergisi kesinti yoluyla alınan kazanç ve iratlar için Kanunun24 veya 26 ncı maddelerine göre beyanname verilmesi veya bu madde kapsamına girmeyen kazanç ve iratlar için verilecek beyannamelere söz konusu kazanç ve iratların dâhil edilmesi ihtiyaridir. Şu kadarki, Gelir Vergisi Kanunun 75inci maddesinin ikinci fıkrasının 5,7 ve 14 numaralı bentlerinde yer alan menkul sermaye iratları ile fonların katılma belgelerinden ve yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde edilen kar paylarının verilecek beyannamelere dâhil edilmesi zorunludur.
11.HESABEN ÖDEME DEYİMİ :

Bu maddede geçen hesaben ödeme deyimi, kesintiye tabi kazanç ve iratları ödeyenleri hak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder

12. KESİNTİ TUTARININ HESABI :

Yapılacak vergi kesintisinde kazanç ve iratlar gayrisafi tutarlar üzerinden dikkate alınır Kesilmesi gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde vergi kesintisi, fiilen ödenen tutar ile ödemeyi yapan yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden hesaplanır.

13. KAYIT VE HESAPLARDA GÖSTERME :
Bu Kanuna göre vergi kesintisi yapanlar, yaptıkları vergi kesintisini kayıt ve hesaplarında ayrıca gösterirler.
Adnan UYAR
VERGİDENETMENİ

ADRES:
KONYA VERGİ DENETMENLERİ BÜROSU BAŞKANLIĞI KAT 4, 408 NUMARALI ODA SELÇUKLU KONYA

YENİ KURUMLAR VERGİSİ KANUNUMUZA GÖRE VERGİ KESİNTİSİ

YENİ KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNUMUZA GÖRE VERGİ KESİNTİSİ

1. GİRİŞ :
Yeni Kurumlar Vergisi Kanunumuza göre mükellefler ya tam mükellefiyete tabi ya dar mükellefiyete tabidir. Bu Yazımızda tam mükellefiyette vergi kesintisine yer verilecektir.
Tam mükellefiyette mükelleflerin kanuni ve iş merkezlerin den birisi yurt dışında olan mükellefler anlaşılmalıdır.
Vergi kesintisi Kurumlar Vergisine mahsuben yedi gelir unsuruna yapılmakta, böylelikle verginin tamamı kayıt altına alınmış olmaktadır.

2. VERGİ KESİNTİSİ YAPMAK MECBURİYETİNDE OLANLAR VE UNSURLARI :
Kamu idare ve kuruluşları, iktisadi kamu kuruluşları, sair kurumlar, Ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler, kurumlara avanslarda dahil olmak üzere nakden veya hesaben yaptıkları aşağıdaki ödemeler üzerinden istihkak sahiplerinin kurumlar vergisine mahsuben yüzde 15 oranında kesinti yapmak zorundadırlar.
A – Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yayğın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hak ediş ödemeleri.

Ayrıntılı bilgi için 2009 – 14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına bakınız.

B- Kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri
Ayrıntılı bilgi için 2009 – 14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına bakınız.

C – Her nevi tahvil ipotek finansmanı kuruluşları ve konut finansmanı kuruluşları tarafından ihraç edilen ipotekli sermaye piyasası araçları varlık teminatlı menkul kıymetler dahil ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu konut idaresi ve özelleştirme idaresince çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler ( döviz cinsinden yahut dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetlerin itfası sırasında oluşan değer artışları kesintiye tabi tutulmaz )

Ayrıntılı bilgi için 2009 – 14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına bakınız.

Ç – Mevduat faizleri
D – Katılım bankaları tarafından katılma hesabı karşılığında ödenen kar payları
E – Kar ve zarar ortaklığı belgesi karşılığı ödenen kar payları
F – Birinci fıkranın ( c ) bendinde yer alan menkul kıymetlerin geri alım veya satım taahhüdü ile elde edilmesi veya elden çıkarılmasından sağlanan gelirler
3. VERGİDEN MUAF KURUMLARA DAĞITILAN MENKUL SERMAYE İRATLARINDA DURUM :
Vergiden muaf olan kurumlara dağıtılan ( Karın sermayeye eklenmesi kar dağıtımı sayılmaz ) Gelir Vergisi Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının 1, 2, ve 3 bentlerindeki kar payları üzerinden bu maddenin üçüncü fıkrası uyarınca vergi kesintisine tabi tutulan kazançlar hariç olmak üzere yüzde 15 oranında vergi kesintisi yapılır.

Ayrıntılı bilgi için 2009 – 14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına bakınız.
4. EMEKLİLİK YATIRIM FONLARINDA DURUM :
Emeklilik yatırım fonlarının kazançları hariç olmak üzere, Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının ( d ) yazılı kazançlardan, dağıtılsın veya dağıtılmasın, kurum bünyesinde yüzde 15 oranında vergi kesintisi yapılır.

Ayrıntılı bilgi için 2009 – 14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına bakınız

5. BAKANLAR KURULUNUN YETKİSİ :
Bakanlar Kurulu bu maddede belirtilen vergi kesintisi oranlarını , her bir ödeme ve gelir için ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye kurumlar vergisi oranına kadar yükseltmeye ve aynı sınırlar dahilinde üçüncü fıkrada belirtilen kazançlar için fon veya ortaklık türlerine göre ya da portföylerindeki ortakların nitelik ve dağılımına göre farklılaştırmaya yetkilidir .

6. BEYAN :
Bu madde gereğince vergi kesintisi yapmak zorunda olanlar, bu vergileri ödeme veya tahakkukun yapıldığı yer itibariyle bağlı oldukları vergi dairesine vergilendirme dönemini izleyen ayın başından yirmi üçüncü günü akşamına kadar muhtasar beyanname ile bildirmeye mecburdurlar Gelir Vergisi Kanununda belirlenen usul ve esaslar, bu maddeye göre verilecek muhtasar beyannameler hakkında da uygulanır. Şu kadarki bu maddenin üçüncü fıkrası uyarınca yapılan kesinti kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği döneme ait muhtasar beyanname ile beyan edilir

7. HESABEN ÖDEME DEYİMİ :
Bu maddede geçen hesaben ödeme deyimi, kesintiyetabi kazanç ve iratları ödeyenleri hak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder.

8. KAZANÇ VE İRATLARIN GAYRİSAFİ TUTARLARI ÜZERİNDEN DİKKATE ALINMASI :
Yapılacak vergi kesintisinde kazanç ve iratlar gayrisafi tutarları üzerinden dikkate alınır. Kesilmesi gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde vergi kesintisi ödenen tutar ile ödemeyi yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden hesaplanır.

9. KAYIT VE HESAPLARDA GÖSTERME :
Bu maddede belirtilen ödemelerden yapılan vergi kesintisi, kesinti yapanın kayıt ve hesaplarında ayrıca gösterilir.

Adnan UYAR
VERGİ DENETMENİ

ADRES :
KONYA VERGİ DENETMENLERİ BÜROSU BAŞKANLIĞI KAT 4, 408 NUMARALI ODA SELÇUKLU KONYA

YENİ KURUMLAR VERGİSİ KANUNUMUZDA YER ALAN KONTROL EDİLEN YABANCI KURUM KAZANCI

YENİ KURUMLAR VERGİSİ KANUNUMUZDA YER ALAN KONTROL EDİLEN YABANCI KURUM KAZANCI


1. GİRİŞ :

Yurt dışında kontrol edilen yabancı kurumun kazancı belirli şartlar dâhilinde Türkiye de Kurumlar Vergisine tabidir.

Yazımızda bu şartların neler olduğuna yer verilmiştir.

2. KONTROL EDİLEN YABANCI KURUM KAZCININ KONUSU VE ŞARTLARI :


Tam mükellef gerçek kişi ve kurumların doğrudan veya dolaylı olarak ayrı ayrı ya da birlikte sermayesinin, kar payının veya oy kullanma hakların en az yüzde 50 sine sahip olmak suretiyle kontrol ettikleri yurt dışı iştiraklerinin kurum kazançları, dağıtılsın veya dağıtılmasın aşağıdaki şartların birlikte gerçekleşmesi halinde, Türkiye de kurumlar vergisine tabidir.

A – İştirakin toplam gayrisafi hâsılatının yüzde 25 veya fazlasının faaliyet ile orantılı sermaye, organizasyon ve eleman istihdamı suretiyle yürütülen ticari, zirai veya serbest meslek faaliyeti dışındaki faiz, kar payı, kira lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşması

B – Yurt dışındaki iştirakin ticari bilanço karı üzerinden yüzde 10 dan az oranda gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması

C – Yurt dışında kurulu iştirakin ilgili yıldaki toplam gayrisafi hâsılatının 100.000 YTL karşılığı yabancı parayı geçmesi

3. TOPLAM VERGİ YÜKÜNÜN TESPİTİ :

Birinci fıkrada yer alan toplam vergi yükü, Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının ( b ) bendindeki tanıma göre tespit edilir.

4. KONTROL ORANININ TESPİTİ :

Kontrol oranı olarak, ilgili hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte sahip olunan en yüksek oran dikkate alınır.

5. KARIN DAĞITIMI :
Birinci fıkradaki şartların gerçekleşmesi durumunda yurt dışında kurulu iştirakin elde etmiş olduğu kar, yurt dışı iştirakin hesap döneminin kapandığı ayı içeren hesap dönemi itibariyle tam mükellef kurumların, kurumlar vergisi matrahına hisseleri oranında dahil edilir.

6. KURUMLAR VERGİSİNE TUTULMA ŞARTI :
Bu maddeye göre Türkiye de vergilenmiş kazancın yurt dışındaki kurum tarafından sonradan dağıtılması durumunda, elde edilen kar paylarının vergilenmemiş kısmı kurumlar vergisine tabi tutulur.

Adnan UYAR
VERGİ DENETMENİ

ADRES:
KONYA VERGİ DENETMENLERİ BÜROSU BAŞKANLIĞI KAT 4, 408 NUMARALI ODA SELÇUKLU KONYA